Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

TÜRKİYE'DE GÜZEL ŞEYLER DE OLUYOR
 

Biliyorum, pek çok kişi gazete okurken, televizyon izlerken bunalıyor...

Felaket haberleri, başta kadınlara ve doktorlara yönelik saldırılar, cinayetler, hırsızlıklar, yolsuzluklar, yaşam alanımızı daraltan baskılar, televizyon dizilerine bile müdahaleler, okulları ve öğrencileri dahi hedef almaya başlayan terör, azalmayan şehit haberleri, sınırlarımıza dayanmış olan kargaşa, savaş çığlıkları, hukukun evrensel kurallarının ihlâl edildiği davalar, artan gelir adaletsizliği, işsizlik, geçim sıkıntısı, silueti bozulan İstanbul, tarihsel ve toplumsal kimliğinden koparılan Beyoğlu, artık lokantalarında içki içilemeyen Anadolu kentleri...

İnsanı karamsarlığa, umutsuzluğa iten haberler.

Üstelik yakın gelecekte bu karabasandan kurtulma olasılıkları da pek görünmüyor gibi...

Üstüne üstlük bütün bu olumsuzlukların olağanlaşması, insanların günlük yaşamlarını sürdürme zorunluluğunun, art arda gelen bütün bu çarpıcı haberleri artık önemsizleştirmesi!

Acaba durum gerçekten bu kadar kötü, bu kadar umutsuz mu?

Hiç sanmıyorum:

Bütün bu olumsuzlukların ardındaki süreçler, ne kadar planlı programlı, ne kadar ceberrut bir biçimde uygulanırsa uygulansın, tek bir doğrusal çizgide gelişmiyor, gelişemez!

Tam tersine hepsi karşıtlarıyla birlikte oluşuyor...

Diyalektik bir etkileşim, her olumsuz olayın tepkilerini de getiriyor...

Olaylarla birlikte tepkiler de artıyor, birikiyor...

Hiç kuşkunuz olmasın, bütün olumsuz siyasal, toplumsal, kültürel, hukuksal, ekonomik süreçler zıtlarıyla birlikte geliştiği için, toplum, sıkıntılı olmakla birlikte, demokrasi ve insan hakları bağlamında, daha özgür daha adil, daha müreffeh bir yapıya doğru ilerleyecek!

Örnek mi istiyorsunuz?

Prof. Yılmaz Büyükerşen'e ve Eskişehir'e bakın:

Kim demiş CHP'li belediyeler beceriksiz diye...

Kim demiş bozkır'ın ortasında yelken yarışları yapılmaz diye...

Kim demiş kentlerde toplu taşımacılığa önem verilmiyor diye...

Kim demiş opera Anadolu'da tutmaz diye...

Kim demiş yeterince müze yok, olanlar da ziyaret edilmiyor diye...

Kim demiş kentler betonlaşma virüsüyle yaşanmaz hale geldi diye...

Kim demiş yeşil alanlar azalıyor diye!

Eskişehir'e gidin, düzenli bir kentte sanatı, kültürü yaşayın ve ıslah edilen Porsuk'ta tekne sefası yapın...

Nehirlerde, göllerde, parklarda gezin, her biri özgün nitelik taşıyan 26 köprüden biri olan, Van Gogh'un tablosundaki köprüden geçerek Şehr-i Aşk Adası'nda dinlenin.

Elbette Büyükşehir Belediye yönetiminin pek dillendirmediği bir Avrupa Birliği projesinden, çok özel bir eş ve çocuk evinden haberiniz olmayacak...

Bu evde mahkumların çocukları, bütün gereksinmeleri karşılanarak, kaynaştırma grubunun eş ve çocukları ile birlikte büyütülüyor, annelerine de eğitim veriliyor.

15 sahneli salonuyla, opera binasıyla, en modern tekniklerle donatılmış müzeleriyle, 60 kişilik senfoni orkestrasıyla Eskişehir 2013 yılı Türk Toplulukları Kültür ve Sanat Başkenti seçilmiş!

Bütün bu mucizeleri, iktidardan destek değil, köstek görerek gerçekleştiren bir adam var, adam gibi bir adam:

Prof. Yılmaz Büyükerşen.

Geleceğin Türkiye'sini görmek, yaşamak istiyorsanız Eskişehir'e gidin, hayatınız renklensin, moraliniz düzelsin!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional