Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

İSLAMCILIK GERİLİYOR, YERİNİ MUHAFAZAKARLIK MI ALIYOR?
 

Geçen gün, kişiliğine de fikirlerine de saygı duyduğum, yorumlarını yararlanarak okuduğum bir yazar şöyle bir ifade kullandı:

"İslamcılığın Türkiye'de gerilemesi, yerini muhafazakârlığın alması."

Sıradan dogmatik veya iktidar dalkavuğu bir yazar yazsa, "AKP iktidarının din eksenli politikalarını meşrulaştırmak istiyor" diyerek üzerinde pek durmayacağım bu ifade, değer verdiğim birinden gelince, konuyu biraz irdelemeye çalıştım.

* * *

16 Eylül 2012 Pazar günü Ahmet Hakan> Müslümanlara yönelik o pespaye kışkırtma filmine Türkiye'de gösterilen tepkilerin neden kitlesel şiddete dönüşmediğini yorumlarken şöyle yazmıştı:

"TÜRKİYE'DE DURUM NE?

Mısır'da, Libya'da, Yemen'de, Sudan'da ortaya çıkan tepkilerin Türkiye'de neden ortaya çıkmadığı sorusu sıkça soruluyor.

Benim bu soruya verebildiğim cevaplar şunlar:

- Filme Başbakan düzeyinde gösterilen tepki. Bakınız: Başbakan Erdoğan'ın "Hazreti Peygamber'e hakaret fikir özgürlüğüne girmez" açıklaması...

- Bakanların filme yönelik en sert ifadelerle gösterdiği tepki... Bunlar tabanın gazını almaya yarıyor.

- ABD Elçisi'nin öldürülmesine Türkiye'yi yönetenlerin sert tepki göstermeleri... Muhafazakâr taban etkileniyor bu tür tepkilerden...

- İslam dünyasında ortaya çıkan ölçüsüz tepkilerin ülkede sert eleştirilere uğraması...

- Ve hepsinden önemlisi: İslamcılığın Türkiye'de gerilemesi, yerini muhafazakârlığın alması..."

* * *

Düşüncelerini her zamanki tevazuu ile "Benim bu soruya verebildiğim cevaplar şunlar" diyerek son derece alçakgönüllü bir biçimde sıralamış Ahmet Hakan.

Ben olsam, aklımın erdiği kadar, bunlara bir de, "AKP iktidarının, dinci, dindar, muhafazakâr, dinci-dindar-muhafazakâr, muhafazakâr-demokrat kesimler üzerindeki denetimini" de eklerdim; bu denetim bazı konularda sınırlı da kalsa, böyle bir uluslararası sorunda oldukça etkili herhalde.

Ama benim bu yazıda üzerinde durmak istediğim asıl konu bu değil.

Asıl irdelemek istediğim konu, başta da söylediğim gibi, "Acaba Türkiye'de gerçekten İslamcılık geriliyor ve yerini muhafazakârlık mı alıyor?"

* * *

Eski deyimle "muhafazakârlık" yeni Türkçe karşılığı ile "tutuculuk", eskiye, geleneklere, göreneklere, alışkanlıklara bağlı olmak demek.

Siyasal anlamda, din ve milliyetçilik çizgisindeki "sağ yelpazenin" büyük bir kısmını kapsar.

Toplumsal ve kültürel anlamda da, kökleri, önce dini değerlere, sonra da milli değerlere bağlılığı ifade eder.

Zaten toplumsal örf ve adetlerimizin, gelenek ve göreneklerimizin kökeni din değil midir!

* * *

Son yapılan araştırmalar, toplumdaki "muhafazakârlık eğilimlerinin özellikle AKP'nin on yıllık iktidarı döneminde arttığını gösteriyor.

Bu araştırmalardaki muhafazakârlık sorularına bakıldığında ise dini inanç ve adetlere yani İslam dinine dayalı ölçüm kriterleri öne çıkıyor.

Bu durum hiç de şaşırtıcı değil:

Muhafazakârlığı bir toplumda nasıl ölçeceksiniz ki?

Her toplumda, ama özellikle Türkiye gibi, bir din-tarım imparatorluğundan demokratik ve laik bir hukuk devletine devrimle geçmiş bir ülkede, elbette dini değerler üzerinden.

Gerek birey, gerekse toplum olarak insan davranışlarının "muhafazakârlaşması" neyi gösterir?

Dini değerlerin yükselişini değil mi?

Bu açıdan dincilik yani İslamcılık ile muhafazakârlık açısından, bunların birbirini dışlayan, birbirinden çok farklı, birbirinin yerine geçebilecek kavramlar gibi kullanılmalarının biraz yanıltıcı olabileceğini sanıyorum.

Olsa olsa siyasal jargon yani siyasetin özel dili açısından, din temelinde gelişmekte olan süreçlere, mevcut toplumsal ve siyasal olaylara farklı bir isim vermekten ibaret kalacağından kuşku duyarım.

Belki de Ahmet Hakan "İslamcılık" derken "dinciliği", "muhafazakarlık" derken de "dindarlığı" kastediyor.

Aslında Türkiye'de kendini "muhafazakar" olarak tanımlayan ama dini kendilerine göre algıladıkları ve İslamı kendi bildikleri gibi yasadıkları için, İslamcılar tarafından "iyi Müslüman" kabul edilmeyen bir kesimin olduğu muhakkak.

Ama bu ayrım bile, toplumsal açıdan önemli olsa da, dinin siyasette kullanılması ve sonuçları açısından, çok büyük bir fark yaratmaz galiba.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional