Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

SORUNUN ADINI KOYMAK
 

İçerdeki ve dışardaki sevgili okurlarım...

odatv davasında, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan da salıverildi...

Darısı, öncelikle başta tutuklu yargılananlar olmak üzere, tüm içerdekilerin başına!

Bu arada odatv davasındaki öteki tutuklu sanıkların niçin tahliye edilmedikleri kamuoyunda büyük merak konusu oldu.

Mahkeme heyeti başkanı Mehmet Ekinci, TÜBİTAK'tan gelen "bilirkişi raporu" için "Sen bilirkişisin kardeşim, net yaz o zaman, 'bu dosyalar virüs yoluyla gelmiştir' diye" demiş.

Benim bildiğim, "olaylar ya da deliller hakkında kuşku duyulduğunda, bu kuşku sanıkların lehine kullanılır".

Bu konuda da Başkan Ekinci "CMK sisteminde şüphe sanığın lehinedir, ama hükümde" demiş.

Yine de bu açıklamalar öteki sanıkların niçin tahliye edilmediklerini pek anlatmıyor galiba...

Herhalde gerekçeli kararda bir açıklama vardır!

Her salıverilme bir yeni başlangıçtır...

Dilerim bu genç gazeteciler yaşadıkları travmaları çabuk atlatıp bir an önce normal yaşamlarına dönerler.

* * *

"Türkiye'nin Sorunu" konusuna bugün Silivri davaları ile girdim...

Sadece bugün Pazar olduğu için değil, aynı zamanda bu davalar da "Türkiye'nin Sorunu" konusunda önemli bir alt başlık oluşturduğu için.

Türkiye'nin Sorunu, bir "sorunlar yumağı" hatta bir "sorunlar yumağı kümesidir"...

Bir an için, güncel olayların da etkisiyle bu sorunu "Terör sorunu" olarak nitelesek bakın bu sorunun altında başka hangi sorunlar yatıyor:

1) Her şeyden önce bir güvenlik sorunudur.

Güvenlik güçlerinin .örgütlenmesi, stratejisi, taktikleri, silah ve teçhizatı, morali, siyasal iktidar tarafından desteklenmesi, anayasa ve yasalardaki hükümler, kamuoyunun bakışı, hep bu başlık altındaki sorunlardır.

Bunların her biri ayrı ve ciddi bir sorunu temsil eder.

2) Hem iç, hem dış bir sorundur.

Terör iç sorunlardan kaynaklanmakla birlikte, dış ülkelerden, müttefiklerimizden ve komşu ülkelerden de desteklenmektedir.

Bu gerçek bizi "Dış Politika sorunlarına" götürür.

Dış politika sorunları da bir "yumaktır"...

3) Ayrıca kör ve aşırı milliyetçilikten beslenmektedir.

Bu da bizi "Aslında vazgeçilmez bir kimlik olan milliyetçilik kavramının, demokratik olmayan aşırı biçimlerinin siyasette kullanılması sorununa" götürür.

Bu sorun toplumdaki bütün etnik ve siyasal grupları kapsayabilir ve her birindeki aşırılık eğilimleri, tüm gruplardaki aşırılıkları besler.

4) Bir bölgesel kalkınma, istihdam, üretim ve gelir dağılımı sorunudur.

Yani hem makro, hem bölgesel, hem de mikro anlamda ekonomik bir sorundur.

Bilmem bu konudaki sorunları tek tek sıralamaya cilt cilt kitaplar yeter mi!

5) Bir hukuk devleti ve adalet sorunudur.

Türkiye'nin parça parça olmuş, tutarlılığını ve bütünlüğünü yitirmiş, katilleri serbest bırakan, yazarları içeri atan, Habur'da ayrı, Silivri'de ayrı uygulanan, sadece yerlere göre değil, zamana göre de farklı uygulanan, kaldırılmış mahkemelerde yargılamaların devam ettiği hukuk sisteminin sorunları kendi başına bir "sorunlar yumağıdır".

Bu durum, "Türkiye'nin Sorununun" salt bir "Kürt Sorunu" olarak nitelenmesinin de yetersiz olduğunu gösterir:

KCK davasında tutuklu yargılanan Kürtleri, Silivri'de tutuklu yargılanan Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını ve hem Kürt hem de Türk gazeteci ve yazarlarını düşünün!

6) Ve nihayet bir demokrasi ve insan hakları, bir uygarlık, bir "demokratik ve laik, sosyal bir hukuk devleti" sorunudur.

Anayasasında yukardaki ifadenin yer almasına karşın Türkiye bugün ne demokratiktir, ne de laik!

Ne hukuk devletidir, ne de sosyal devlet!

Oysa daha önce sıraladığım bütün sorunların çözümü ancak etnik, mezhepsel ve dinsel kökeni ne olursa olsun bütün vatandaşların eşit haklara sahip olduğu böyle bir devlet yapısı içinde olanaklı kılınabilir.

Bir başka deyişle, bir "sorunlar yumağı" gibi görünen ama aslında bir "sorunlar yumağı kümesi" oluşturan ve kimi zaman adına yetersiz olarak "Terör Sorunu" veya "Kürt Sorunu" denilen "Türkiye'nin Sorunu" tek bir formülle, bir anda çözülebilecek bir sorun değildir...

Ancak sorun çözme yöntemleri üzerinde bir uzlaşma sağlanırsa, bu sorun zaman içinde çözüm yoluna sokulabilir.

Bu açıdan hiç çekinmeden açıkça:

"Türkiye'nin Sorunu, bir uygarlık sorunudur, bir demokrasi ve insan hakları sorunudur, ancak demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti yapısı içinde, demokratik yöntemlerle çözülebilir" diye ortaya çıkmalı ve bunun mücadelesini vermeliyiz!

Böylece sorun hemen çözülmez ama hiç olmazsa zaman içinde çözüm olanakları ortaya çıkabilir.

Ama bu uzlaşma, silahlı mücadeleyle, ya da tepeden bakan, ceberrut, her türlü farklı fikri ve muhalefeti ihanetle suçlayan, üstelik de her an değişen politikalarla sağlanamaz.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional