Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

NEFRET SUÇLARI: TOPLUMSAL TERÖRDEN BİREYSEL LİNÇE!
 

Nefret suçları, bir kişiye, bir gruba, kimliğinden, hayat görüşünden, yaşam biçiminden, ideolojisinden, fikirlerinden dolayı yöneltilen, onu dışlamaya, karalamaya, küçültmeye ve yaşam hakkından mahrum etmeye yönelik suçlardır.

Bu suçlar, din ve mezhep ya da ırk ve milliyet kimliklerinin siyasetteki egemenliğinden kurtulamamış toplumlarda yaygındır...

Rejimini demokrasi ve insan hakları üzerine kuran, işleten, bütün kimliklere, ideolojilere, hayat görüşlerine fikirlere eşit yaşam hakkı tanıyan ülkelerde daha azdır...

Ama zaman zaman gelişmiş toplumlarda da görülür:

Geçenlerde Amerika Birleşik Devletlerinde bir kadın senatör, nefret saçan sağcıların hedefi olarak vurulmuştur.

Batı Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığı ve İslamofobi de ne yazık ki bir başka örnektir.

* * *

Rejimini demokrasi ve insan hakları üzerine oturtmaya çalışan ve son on yılda bu konuda "ileri demokrasi" sloganı altında büyük bir gerileme gösteren ülkemizde nefret suçları, artık siyasetin ve medyanın kullandığı olağan yöntemlerden bir haline gelmiştir:

Askeri darbeler öncesi yoğunlaşan ve sonunda "kardeş kavgası" görüntüsü vererek askerleri darbeye zorlayan bu bu tür suçların kökü ne yazık ki çok eskilere dayanmaktadır.

Bu tür suçlar önce kadını hedef alır...

Sonra, zamanın ruhuna göre, ya din ve mezhep üzerinden, gayri Müslimlere ve Alevilere yönelir...

Ya da ırk ve milliyet üzerinden Türk-Kürt ayrımcılığını kışkırtır:

Sonuç ortadadır:

Neredeyse artık her gün öldürülen bir kadın...

Sık sık, yüreğimizi yakan şehit haberleri...

Kahramanmaraş, Çorum, Madımak katliamları...

Yüzyıllardır Alevilere uygulanan baskı ve ayrımcılığın yeniden hortlaması...

Ve otuz yıldır süren, binlerce ölüye yol açan PKK terörü!

* * *

Politikacıların ve medyanın sorumluluğu büyüktür:

Herkese örnek olması, tüm halka yol göstermesi gereken, iktidardaki AKP ve onun lideri, sürekli olarak mezhep ayrımcılığını vurgulamakta, din kriterini neredeyse iç ve dış politikanın ana ekseni yapmakta, durup dururken tarihe göndermeler yaparak, yer isimlerini değiştirmeyi önererek geçmişteki düşmanlıkları canlandırmaya çalışmakta, böylece nefret suçlarına ortam hazırlamaktadır.

Elbette iktidar dalkavukluğu yapan medya da bu ortamı beslemekte geri kalmamaktadır:.

Üstelik, toplumsal terörü besleyen Türk-Kürt ayrımcılığından sonra, şimdi sıra bireysel linç olaylarına gelmiş görünüyor:

Yıllarca hedef gösterdiği kişilerin öldürülmesiyle ünlü olan bir yayın organı, bu politikasını, üstelik de iktidarın gözleri önünde, belki müsamahası, ve hatta belki de desteğiyle sürdürmektedir.

Son hedefler, Ali Bayramoğlu, Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Cengiz Çandar, Hasan Cemal'dir.

Unutmayalım ki, Gümüşhane-Bayburt Baro Başkanı Ali Günday, Cumhuriyet yazarı Prof. Ahmet Taner Kışlalı, Danıştay İkinci Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin, bu gazetenin hedef gösterdiği, katledilmiş kurbanlardır!

* * *

Bütün ülke, iktidarıyla, muhalefetiyle, savcıları ve yargıçlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, medyasıyla bu gidişe karşı çıkmalıdır:

Sorun, "bizim taraf"-"sizin taraf" ayrımcılığıyla çözülemez.

Bir ideolojik kavga sorunu değildir...

Sadece bireysel bir linç olayı da değildir:

Yukarda adı geçen öldürülmüş kurbanları veya şimdilik sadece hedef gösterilenleri sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz...

Düşüncelerini benimseyebilir veya eleştirebilirsiniz...

Ama hepsinin yaşam hakkını ve ifade özgürlüğünü savunmak, kendi yaşam hakkına ve ifade özgürlüğüne saygı duyan herkesin boynunun borcudur...

Ve ayrıca Türkiye için, demokrasi için bir ölüm-kalım sorunudur!

Yoksa bırakın demokratik bir ülke olmayı, birbirimizi öldüre öldüre yok olup gideceğiz!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024

Valid HTML 4.01 Transitional