Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
MEHMET Y. YILMAZ "HAFIZA-İ BEŞER"E KARŞI
Sevgili okurlarım, ünlü sözü bilirsiniz: "Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür" derler. Kelime kelime tam Türkçe karşılığı "İnsan belleği unutkanlıkla sakatlanmıştır" demek. Aslında kötü gazetecilik açısından, belki bu deyişi, "Medya, nisyan ile malûldür" diye değiştirmek olanaklı: En büyük gazetelerimizde bile bazen, bir gün önce sürmanşetten verdiği çok önemli bir haber hakkında ertesi gün tek satır bile bulamazsınız! Elbette "Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür" sözü, yani insan belleğinin unutkan olması, en çok dönek yazarların ve sahtekâr politikacıların güvendiği bir niteliktir! Ama Türkiye'de de, hem işini iyi yapmaya çalışan hem de dürüst olan yazarlar ve politikacılar var... Bugün size onlardan birinin, Mehmet Y. Yılmaz'ın Hürriyet'te 13 Ağustos 2012 tarihindeki yazısını bir örnek olarak sunmak ve bu vesileyle Türkiye'nin sıcak gündemi ile unutturulan, unutulan konulara işaret etmek istiyorum. Yazıda üç ara başlık altında üç ayrı bölüm vardı. Ben bu yazımın asıl konusu olan, üçüncü bölümden başlamak istiyorum; ara başlık şöyle "Hep sorular sordum ama cevaplarını alamadım" Yılmaz, uzun bir süredir, önemli gördüğü birkaç konudaki soruyu her Pazartesi tekrarlayarak devletimizi yöneten politikacılara soruyor. Böylece, bence bütün gazetecilerin ve yazarların sahip olması gereken "fikri takip" duygusunu çok iyi sergiliyor. Okurları sıkılmasın diye de her hafta değişik bir şarkı ile başlıyor yazısına; o bölümü geçerek sorulara geliyorum: "1. KPSS çetesi neden yakalanamadı? KPSS sorularını çalıp, dağıtan suç örgütü Başbakan'ın peşlerine MİT'i takmasına rağmen yakalanıp mahkemeye çıkarılmış değil. Gördüğünüz gibi hepsi çok önemli ama kamuoyuna unutturulmak istenen konular! Üstelik Yılmaz, bu sorulara geçmeden önce, sütununun güncelliğini koruyan iyi bir yazar olarak Türkiye'nin sıcak gündemindeki iki çok önemli soruna daha parmak basmıştı. Biri, çocukları, gençleri, aileleri perişan eden, gelecek kuşaklara ipotek koyan, sözde eğitim reformu skandalı... Öteki de artık bütün toplumun üzerine bir kâbus gibi çökmüş olan yargı sorunları. Dikkat edilirse, her hafta tekrarladığı sorularla, ele aldığı eğitim ve adalet konuları arasında, adalet, eğitim, şeffaflık, sorumluluk gibi Türkiye'deki "İleri demokrasinin(!)" temel sorunları arasında da bir ilişki var. Mehmet Y. Yılmaz'ın bu yazısı iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmalıdır! (Yılmaz'ın dünkü yazısı da çok güzeldi ama beğendiğim her yazıyı burada alıntılamak gibi bir lüksüm yok; keşke olsaydı...) |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 9 Eylül 2024