Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
CHP, SİSYPHOS'LAŞIRKEN...
Yunan Mitolojisi'nin en çok bilinen, edebiyatta ve günlük yaşamda en çok kullanılan efsanelerinden biri Sisyphos'un öyküsüdür: Gerek insanlığın hallerini gerekse pek çok olayı anlatırken "Sisyphos gibi..." denir. Efsane aslında Yunan Mitolojisindeki bütün öyküler gibi değişik biçimlerde anlatılır ama esası değişmez: Kral Sisyphos, Tanrıların Tanrısı Zeus'u, yine bir kadın ve çapkınlık serüveninden dolayı kızdırmıştır. Üstelik bununla da yetinmez, Yeraltı Tanrısı Hades'i de, kendini almaya gelen Ölümü aldatıp hapsederek ve insanların öbür dünyaya gitmesini engelleyerek kızdırır. Yakalanır ve sonsuza bir cezaya çarptırılır: Büyük bir kayayı, ulu bir dağın tepesine kadar ite ite, (çizimlere göre yuvarlaya yuvarlaya) kan ter içinde çıkaracak ama zirveye varmasına bir parmak kala kaya geri düşecek ve Sisyphos onu yeniden yukarı çıkarmaya çalışacaktır... Ve en önemlisi bu ceza, yani bu çaba, sonsuza kadar sürecektir! Bu efsaneyi günlük yaşamda, sanat ve edebiyatta ölümsüz kılan işte verdiği bu mesajdır: Sisyphos, aynı hedefe varmak, bu hedefin önündeki güçlükleri yenmek için, büyük bir çabanın gösterilmesini, hedefe ulaşıldığı anda, yeniden başa dönülmesini ve böylece bu büyük çabanın, sonsuza kadar tekrarlanarak sürmesini simgeler... Aynen Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran kadroların oluşturduğu CHP'nin "Demokrasi ve Özgürlükler" savaşı gibi! Sisyphos efsanesi, pek çok sanatçı, yazar ve düşünür gibi ünlü egzistansiyalist yazar Albert Camus'ye de ilham kaynağı olmuştur: Le Mythe de Sisyphe adlı denemesinde insanlığın çabalarının hem anlamsızlığını, hem de insan iradesinin tanrılarla çatıştığında bile yenilmezliğini işaret eder. Nitekim bu efsanenin bu denli yaygın kullanılmasının sırrı da bu çelişik mesajdadır: Bir yandan pek çok çabanın boşuna olduğunu, yaşamın anlamsızlığını vurgularken, öte yandan insan iradesinin gücünü, yenilmezliğini ve kadere karşı direnişini simgeler! Kurultay öncesinde, sırasında ve sonrasında CHP hakkında yazarken birdenbire aklıma bu efsane gelmişti. Özellikle Kurultay'da oybirliğiyle kabul edilen "Demokrasi ve Özgürlükler" bildirisini okurken ve size aktarırken birden bire bir "de ja vu", "Biz kaçıncı kez aynı filmi görüyoruz!" duygusuna kapılmıştım... Bu nedenle de CHP'nin, Cumhuriyeti kuran, Çok Partili Düzen'e geçen, Demokrat Parti'nin diktatörleşme eğilimlerine karşı "İlk Hedefler Beyannamesini" yayınlayan, "Ortanın Solu" hareketini başlatan, 12 Eylül sonrasında Sosyal Demokratları birleştirmeye çalışan parti olduğunu vurgulamıştım. Dün Ali Sirmen'in bir Sosyoloji Dersi niteliğindeki enfes yazısını okurken bugün artık bu efsaneyi siz değerli okurlarıma aktarmaya kesin karar verdim. Bakın Ali Sirmen CHP'yi ve Türkiye'yi irdelediği yazısını nasıl bitiriyor: "Azgelişmişliği, gelişmişlikten ayıran en büyük farklardan biri de buradadır. "Demokrasi ve özürlükler" yolunda Sisyphoslaşan CHP neyi simgeliyor? Siyasetin ve bu çabaların anlamsızlığını mı... Yoksa insan iradesinin, özgürlük savaşındaki yenilmezliğini mi? Bu sorunun Türkiye'deki yanıtını seçmeler verecek! Onun için, "Demokrasi ve Özgürlükler" adına çalışmak zamanıdır... Hepimiz birer Sisyphos'a dönüşsek bile! Son paragraf, bana "Yazıyorsun, yazıyorsun, konuşuyorsun, konuşuyorsun da ne oluyor?" diye soranlara da yanıtımdır!) |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024