Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
SİLİVRİ'DEN BİR KİTAP DAHA
Bu kez sözünü edeceğim kitabın yazarı, Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ. Ordunun bu en yüksek rütbeli komutanı "Terör örgütü lideri" olmakla suçlanıyor ve tutuklu olarak yargılanıyor! Yazdığı kitap "20. Yüzyılın En Büyük Lideri, Mustafa Kemal, (1881'den 1923'e)" adını taşıyor. AKP iktidarının atadığı ve yıllarca birlikte çalıştığı, en kritik kararları birlikte aldığı, Çankaya'da Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı olarak yapılan toplantıdaki üçlü fotoğrafla zihinlere kazılan bir komutan... Belki de bugüne kadarki Genelkurmay Başkanları arasında okumaya yazmaya en meraklı olan, genel kültürü çok yaygın ve derin olan bir asker! Emekli olduktan sonra tutuklandı... Sükunetini, ağır başlılığını bozmadan isyanını dile getirdi... Saygınlığı azalmadı, arttı. Bu Başbuğ'un ikinci kitabı... İlk kitabı terör üzerineydi: Dünyada ve Türkiye'de terör üzerine yazılmış en kapsamlı çalışmalardan bir olarak raflarda yerini aldı. Şimdi bir başka kitap: Mustafa Kemal Atatürk üzerine. Herhangi bir siyasal ideoloji, doktrin, din ya da mezhep, demokratik olmayan bir iktidarın "resmi ideolojisi" haline geldiğinde, felsefi, akademik ve dinamik niteliğini yitirir, dondurulur, baskıların ve zulmün aracı olur. Bunun en güzel örneği, Ortaçağ'da ve günümüzde "resmi din veya mezhep" üzerinden yapılan baskılar, haksızlıklar, işkencelerdir. Ne yazık ki her evrensel din bu "siyasal baskının gerekçesi olarak kullanılan resmi ideoloji" sapmasından nasibini almış, sadece hoşgörü, insanlık, sevgi ile anılmak yerine, kan, gözyaşı ve zulümle lekelenmiş ve lekelenmektedir diktatörler tarafından! Bu bağlamda, Türkiye'de "Atatürkçülük" de, onu, kendi baskı aracı olarak kullanan darbeciler yüzünden büyük zarara uğratılmıştır... 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbe yönetimleri, bütün haksızlıkları, adaletsizlikleri ve hatta işkenceleri, sözde Atatürkçülük maskesi altında yapmış, bizzat Atatürk'ün "Beni dondurmayın", "Benim doktrinim, akıldır, bilimdir" anlamına gelen pek çok sözüne karşın, ona en büyük haksızlıkları reva görmüştür. Önemsiz ve küçük ama anlamlı bir örnek vermek gerekirse, bu satırların yazarı, biri 12 Mart döneminde, biri de 12 Eylül döneminde olmak üzere, "Atatürk'e saygısızlık" suçlamasıyla iki kez resmi soruşturma geçirmiştir. 12 Eylül döneminin sözde Atatürkçü ideologu, genelkurmay başkanlığı Özal tarafından son anda önlenen, Genelkurmay İkinci Başkanı Necdet Öztorun'un yazdığı "Atatürkçü Düşünce Sistemi" adlı garip bir kitap, o dönemin haksızlık ve yanlışlıklarının, baskılarının ve işkencelerinin gerekçesi olarak kullanılmıştır. Aynı Öztorun, benim Türkiye üzerine yazdığım bir kitabı yasaklatmış, gıyabımda da, "Atın bu adamı içeri" diyerek tehdit etmiştir. (Meraklısı, öykünün tamamını resmi internet sitemdeki yazılarım arasında bulabilir.) İşte İlker Başbuğ'un yazdığı bu yeni kitap, Mustafa Kemal Atatürk'ü, Kurtuluş Savaşımızın tarihsel ve siyasal bağlamı içinde, bu savaşı kazanan ve Türkiye'yi bağımsızlığına kavuşturan bir lider olarak irdeleyen, nesnel, bilgilendirici, ufuk açıcı bir çalışma niteliğindedir... Şu günlerde büyük ve haksız saldırılara uğrayan, çöken bir imparatorluğun üzerinde kurduğu bağımsız ve çağdaş bir devleti bize armağan eden ve bu anlamda hepimizin varlığına, yaşamına, özgürlüğüne de anlam katan Mustafa Kemal Atatürk'ün yeniden ve doğru çerçevede değerlendirilmesine katkısı önemlidir. Ayrıca düşünen ve üreten bir beyin için, nerede hangi koşullarda, hangi görevde olursa olsun, hangi haksızlıklara maruz kalırsa kalsın, topluma katkılarının engellenemeyeceğini göstermesi bakımından da anlamlıdır. Gittikçe zenginleşen "Silivri edebiyatı", bir eser daha kazanmıştır! |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024