Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

GÜNÜMÜZDEKİ TARTIŞMALARA İKİ ÖNEMLİ KATKI
 

Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği adlı, Sedat Simavi Vakfı Sosyal Bilimler Ödülü'nü aldığım kitapta, azgelişmiş ülkelerdeki değişme dinamikleri açısından bir "ideolojik değişme modeli" oluşturma ve bunu Türkiye'ye uygulama çabasına girişmiştim.

Buna göre azgelişmiş ülkelerde ve elbette Türkiye'de değişmenin dinamiği, "kuruluş" ve "değişme" adını verdiğim, birbirine bağlı, birbirini üreten "ikiz ideolojik" dönemlerle açıklanabilir.

Her "kuruluş dönemi", kendinden önceki döneme göre "değişme dönemi", her "değişme dönemi" ise kendinden sonraki döneme göre "kuruluş dönemi" niteliği kazanarak, sürekli bir diyalektik değişme sarmalı meydana getirir.

Daha yalın bir ifadeyle söylemek gerekirse, her değişme modeli, kendinden önceki yapıyı değiştirir, bir süre sonra kurumsallaşır ve "kuruluş dönemi" özelliği kazanır ve ona karşı oluşan tepkiler yeni bir "değişme modelini" ortaya koyar. (ss. 389-397)

Bu süreç, azgelişmiş ülkelerdeki ve Türkiye'deki kısa dönemli iktidar değişikliği dinamiklerini açıklamakta kullanılabilir.

* * *

AKP'nin on yıllık iktidarı hiç kuşkusuz bu model çerçevesinde bir "değişme dönemi" olarak adlandırılabilir:

"Demokratik ve laik, sosyal bir hukuk devleti" olan Türkiye Cumhuriyeti'ni simgeleyen, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Devrimleri'ne dayalı "kuruluş dönemi" modeline karşı bir "değişme modeli".

(Unutmayalım ki bu Cumhuriyetçi "kuruluş dönemi" de Osmanlı'nın, sömürgeleştirilmiş din-tarım toplumu yapısına karşı bir "değişme dönemi" olarak ortaya çıkmış, iktidara yerleştikten sonra "kuruluş dönemi" niteliği kazanmıştır.)

Benim modelime göre, AKP'nin bir "değişme dönemi" olarak biçimlenen ideolojisi, 2002'de iktidara gelince, on yıllık iktidardan sonra artık kurumsallaşarak "kuruluş dönemi" ideolojisine dönüşmüştür.

(Yasalardaki, yargıdaki, ordudaki, medyadaki, üniversitelerdeki, eğitimdeki sayısız örneklere ayrıca girmiyorum.)

Böylece artık onun da diyalektik olarak karşıtını doğurması, bir "değişme dönemi" ideoloji ile karşılaşması kaçınılmazdır.

Nitekim bu "değişme döneminin" de burada saymakla bitmeyecek örnekleri, filizler olarak bütün toplumda, toplumun bütün kesimlerinde açıkça görülmektedir.

* * *

Her "değişme dönemi" iktidara geldikten sonra kurumsallaşmaya başlarken kendi tarih, toplum, siyaset ve ideoloji anlayışını topluma benimsetmeye başlar.

İşte Türkiye'de "Alternatif Tarih" ve "İkinci Cumhuriyetçilik" tartışmaları bu bağlamda, AKP'nin "kuruluş dönemi" niteliği kazanmış olan iktidarında topluma benimsetilmeye çalışılan egemen ideolojisinin temellerini oluşturur. (Elbette "muhafazakârlık" adı altında maskelenen siyasal İslam ideolojisine ilave olarak.)

Son günlerde Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan iki çalışma bu konuda AKP'nin "kuruluş dönemine" karşı oluşan "değişim döneminin" filizlerini vurgulaması bakımından çok önemli:

Biri Zülâl Kalkandelen'in, "İdris Küçükömer'in Tezleri, İkinci Cumhuriyetçiliğini Temelleri" adını taşıyan ve ikinci baskısı yapılan kitap.

İkincisi de çok yeni yayınlanan, Alev Coşkun'un, "Özgürlük Mücadelesi Tarihimiz, Devrimin İlk Karşıtları" adlı kitabı.

Birincisi Türkiye'de siyasal ve ideolojik olarak sol ve sağ kavramlarının nasıl alt üst edildiğini ve bu yanlışın nelere yol açtığını anlatıyor…

İkinci ise, 31 Mart olayını, Osmanlı-Türk değişme çizgisinin genel bağlamı içinde irdeliyor.

Her ikisi de AKP'nin "kuruluş dönemi" haline gelerek artık tepki çekmeye başlayan egemenliğine karşı oluşan "değişme dönemi" ideolojisinin filizlerini temsil ediyor.

Mutlaka okunmaları gerek!

Bu konuya devam edeceğim.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional