Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

ANOMİDEN KAOSA!
 

İçerdiği tutarsızlıklardan dolayı sahteliği açıkça sırıtan belgelere dayalı olarak insanları suçlamak ve tutuklamak...

Gazete kapatmak...

Terörle mücadele edenleri terör örgütü üyesi olmaktan tutuklamak ve yargılamak...

Pankart asan gençleri, gazetecileri, yazarları terör örgütü üyesi saymak!

* * *

Anomi kuralsızlık demek...

Kaos ise kargaşa!

Anomi, bir toplumda kurallar yetersiz olduğu, uygulanmadığı ya da çeliştiği zaman ortaya çıkar.

Kaos ise, anominin bir sonraki aşamasıdır...

Tam bir kargaşa durumudur.

* * *

Ülkemizde aynı günlerde yaşanan olaylar artık anomi durumundan çıktığımızı, kaosa girdiğimizi gösteriyor.

"Kürt Açılımı" diyoruz, Özgür Gündem gazetesini kapatıyoruz...

"Terörle mücadele" diyoruz, terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'u terör örgütü üyeliğinden, yöneticiliğinden tutukluyoruz, yargılıyoruz.

* * *

Aynı anda meydana gelen iki olay, gerek Özgür Gündem'in kapatılması gerekse İlker Başbuğ'un yargılanması, farklı ve hatta birbirine zıt konumlarda olanların tepkilerini çekiyor...

Sadece siyasal veya ahlaki açıdan değil...

Olaylar, temel insan hak ve özgürlükleri, demokratik hukuk devleti kuralları bakımından da eleştiriliyor.

* * *

İlker Başbuğ'un, çok kısa bir süre önce, Çankaya Köşkünde Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'la üçlü zirve sırasında masa başında çekilen fotoğrafı, kamuoyunun belleğinde daha tazeliğini koruyor...

Emin Çölaşan dün Sözcü gazetesinde, savunma yapmayı reddeden Başbuğ'u, "Mertçe duruşu nedeniyle" kutluyor.

Taha Akyol, yine dün, Hürriyet gazetesinde, iddianamenin Başbuğ'u terör örgütün neresine koyacağını bile bilmediğini vurguluyor ve bunu "Başbuğ'u bir terör örgütüne bağlamanın zorluğundan kaynaklanan tanım sıkıntısının göstergesidir." diye niteliyor.

Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasından sonra, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bu kararı "Basın özgürlüğüne vurulmuş yeni bir darbe olarak" değerlendiriyor.

Ve teşhisini de esirgemiyor:

"Türk hukukunun ayıplarından biri olan Terörle Mücadele Yasası (TMY) gazetecilerin kolaylıkla terörist sayılmasını sağladığı gibi, gazeteleri de terör aracı olarak nitelendiriyor. TMY'nin 7. maddesi, yayının durdurulması cezası verilmesine olanak sağlıyor.

Bu maddenin ifade özgürlüğünü yok saydığına ilişkin açıklamalar, yasanın yürürlüğe girdiği 1991 yılından bu yana dile getiriliyor ama yasa yapıcıyı etkilemiyor.

TBMM'ye sunulan 3. Yargı Paketi tasarısında bu uygulamadan vazgeçilmesi de öngörüldü. Ancak tasarının Adalet Komisyonu'nda bir adım bile ilerlememesi uygulamanın sürmesine olanak sağlıyor."

Ayrıca çözüm olarak yasal değişiklikler öneriyor ve:

"Türkiye'nin basın özgürlüğü açısından son sıralarda yer almaktan hızla kurtulabilmesi için iktidardan somut adımlar atmasını bekliyoruz." diyor.

* * *

İlginç bir diyalektik çelişki olarak, Türkiye'de anomi, yasalardan ve bu yasalara uygun davrandıklarını iddia edenlerin yaptıklarından kaynaklanıyor.

Şimdi bu yasaları yapan ve uygulayan aynı zihniyet, kurumlaşan anomiyi, bir üst düzeye, kaosa taşıyor...

Bu sürecin bir an önce durdurulması gerek!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional