Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
KABA KUVVET...
Kaba kuvvet her yerde!
Kaba kuvvet her yerde olunca da bütün olaylar eninde sonunda bir kaba kuvvet gösterisine dönüşüyor...
Simge isimler üzerinden gidersek:
Ece Temelkuran'ın çarmıha gerilmesi de...
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanması da...
Mustafa Balbay'ın henüz yargılanma sürerken artık yıllarla ölçülmeye başlanan tutukluk durumu da...
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması da...
Hakan Fidan'ın kurtarılması için özel yasa yapılması da...
Savcı Sadettin Sarıkaya'nın görevden alınması da...
Ne yazık ki bir kaba kuvvet gösterisine dönüşmüş durumda!
Büyük bir düş kırıklığı, hüzün ve korku yaratıyor bu olup bitenler...
Çünkü, kaba kuvvet kültürü her yerde egemen...
Bu kaba kuvvet, ülkeyi pençesine almış, hepimizi derin bir bunalıma, demokrasi dışı bir rejime, orman kanunlarının egemen olduğu bir işleyişe, kazananı olmayacak bir mücadeleye doğru hızla sürüklüyor!
Duyarlı, vicdanlı ve iyi bir yazar Temelkuran...
İnsan hakları savunucusu...
Hrant Dink cinayetinin takipçisi.
Şimdi bir kaba kuvvet saldırısının hedefi:
"Kaba kuvvet" deyince akla illa tekme, sille, yumruk gelmesin...
Bir "medya kaba kuvveti" bu...
Mantıksız ve tutarsız gerekçeler ve mide bulandırıcı üslupla yapılan bir saldırı!
Kaba kuvvet medyada egemen:
İktidarın eğilimlerine göre gündem belirleyen, yazarların, programcıların işine son veren bir medya...
Esen siyasal rüzgarlara göre yön değiştiren patronlar, yöneticiler, yazarlar ve tartışmacılar...
Dün dediğinin tersini bugün savunanlar...
Canhıraş çığlıklarla saldıranlar, eski günahlarını unutturmak için akıl dışı uçuk öneriler yapanlar...
İhbarlar, iftiralar, suçlamalar, yargısız infazlar!
Kaba kuvvet hukukta egemen:
"Önce tutukla, sonra yargıla" bir ilke haline gelmiş...
Masumiyet karinesi rafa kalkmış, "Herkes masumiyetini ispat etmekle yükümlüdür" deniyor adeta...
Yargıçların, savcıların kaderleri iktidarın iki dudağı arasında; tayinler, görevden almalar, hepsinin tepesinde bir "Demokles'in kılıcı".
Ve işin en acıklı tarafı, bu işleyişin kanuni dayanakları var!
Kaba kuvvet, siyasette egemen:
Meclis'teki yumruklaşmalardan, kavgalardan ya da havada uçuşan ağır ifadelerden söz etmiyorum...
Her özel durum için, her özel kişi için, suçlamalardan kurtulmak, olayları özel çıkarlara göre çözmek amacıyla yasa çıkarılmasından...
Milletin verdiği yasama ve yönetim yetkisinin kötüye kullanılmasından söz ediyorum.
Kaba kuvvet ülkenin genelinde egemen...
Bir yanda PKK terörü...
Öte yanda kimin ne zaman, nerede, niçin tutuklanacağının bilinmediği bir korku imparatorluğu...
Yol verme kavgasında birbirini öldüren sürücüler...
Neredeyse her gün bir kadının canını alan, erkek egemen, maço, feodal kültür!
Kaba kuvvetin mantığı yoktur...
Çünkü ancak ilkel dürtülerle hareket eder.
Kaba kuvvetin hukuku yoktur...
Çünkü yargılamayı da infazı da kendisi yapar.
Kaba kuvvetin utanma duygusu yoktur...
Çünkü vicdanı yoktur!
Zaman zaman "en güçlü olan" kazanıyor gibi görünse de, kaba güç gösterilerinin galibi olmaz...
Ama insan hakları, adalet, demokrasi ve sonuç olarak tüm bir toplum kaybeder!
