Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
BASKI VE SANSÜRDEN DAHA TEHLİKELİ OLAN...
Hemen ilk cümlede yazının başlığını tamamlayalım: Baskı ve sansürden daha tehlikeli olan, bunların varlığının reddedilmesi ve hatta ülkedeki özgürlüğün en ileri ülkelerden bile daha ileri olduğunun söylenmesidir. Çünkü o zaman bu sorunların çözülmeleri olanaksızlaşır! Önce nesnel verilere bakalım:
Sonuç olarak Türkiye'nin "İfade özgürlü" bakımından hasta olduğu sadece nesnel olaylar açısından görülmekle kalmamış, yerli ve yabancı, sivil toplum kuruluşları ve resmi örgütler tarafından da kabul edilmiştir. Ne yazık ki ülkeyi yönetmek sorumluluğu taşıyan AKP iktidarı, ülkemizdeki ifade özgürlüğü sorunları açısından tam bir reddiye içindedir: Bu reddediş neredeyse mizahi boyutlardaki inkârcı söylemlerle ifade edilmektedir: Örneğin 17 Şubat 2011'de zamanın İçişleri Bakanı Beşir Atalay ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin Türkiye'deki basın özgürlüğüne ilişkin sözlerini değerlendirirken, "Türkiye, basın özgürlüğü açısından Amerika'dan daha çok basın özgürlüğünün olduğu bir ülkedir" demişti. Örneğin 7 Nisan 2011'de zamanın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı Bülent Arınç, Türkiye'de hiçbir gazetecinin işini yapmasından ötürü tutuklanmadığını iddia etmiş ve Ergun Poyraz'ın kitaplarını ele alarak, "Türkiye'de hükümetlere karşı, parlamentoya karşı bir psikolojik harekat başlatılmıştı. AK Parti'nin önde gelen üç kurucusu Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı hakkında bu kişiye birileri kitap yazdırdı" demişti. Örneğin, Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki baskıları eleştirdiği 2011 "İlerleme Raporu" hakkında konuşan Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış 13 Ekim 2011 tarihinde "Son 9 yılda basın özgürlüğü konusunda tarihte hiçbir Hükümetin cesaret edemediği düzenlemeleri AK Parti Hükümeti hayata geçirmiştir. Şu anda mesleğinden dolayı cezaevlerinde tutuklu bulunan ve hüküm giymiş tek bir gazeteci dahi yoktur. Mesleği ile ilgisi olmayan illegal faaliyetlerde bulunmuş bazı gazetecilerin yargılanması ve bu kapsamda tutuklanması tamamen yargının tasarrufunda bir husustur." dedi. Gazeteciler, yazarlar, bırakın yazdıklarını, henüz yayınlamadıkları kitaplardan dolayı bile hapiste çürürken, demokratik taleplerini belirten öğrenciler "terör örgütü üyeliğinden" hapse atılırken, Türkiye'de "ifade özgürlüğü sorunu" olmadığını öne sürmek... Hapiste yatanların mesleki faaliyetlerinden dolayı değil, terör eylemlerinden dolayı içerde olduklarını söylemek... Türkiye'nin medya özgürlüğü konusunda "ABD'den bile ileri olduğunu" iddia etmek... Bilmiyorum hangi isimle adlandırılmaları gereken davranışlardır! |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024