Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

ÂYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LÂFA BAKILMAZ!
 

İktidar mensuplarının "Cezaya dönüşmüş olan uzun tutukluluk süreleri" ya da halkın deyişiyle "Yargısız infazlar" konusunda son zamanlardaki beyanlarını duyan hapisteki sanıklar ne düşünüyor...

Ne hissediyorlar acaba?

Hele hele Silivri'dekiler:

Kızıyorlar mı?

Öfkeleniyorlar mı?

Üzülüyorlar mı?

Kendilerinin aptal yerine mi konduğunu düşünüyorlar?

Halkın aldatıldığını mı söylüyorlar?

Yoksa umutlanıyorlar mı?

* * *

Eski Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcılığı ve Hükümet Sözcülüğü görevlerinde de bulunmuş olan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, uzun tutukluluk ve yargılama süreleri konusunda uluslararası sözleşmeleri hatırlatıyor...

Mahkemelere, 'Yalnızca TCK'yi değil uluslararası sözleşmeleri de göz önüne alın' çağrısı yapıyor.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin de durumdan yakınıyor:

Adalet Bakanlığı'nın "uzun tutukluluk süreleri de dahil olmak üzere yargılamaların uzaması, gözaltı ve yakalama uygulamalarında yasayı ya da maksadı aşan uygulamalar gibi mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunları tespit ve çözümüne ilişkin hazırlıklar yapmakta olduğunu" belirtiyor.

* * *

Savcıların yargıçların tutum ve davranışlarında pek doğal olarak bir "takdir hakkı" ögesi vardır...

Ama esas olarak yürürlükteki mevzuata göre davranırlar...

Bu "cezaya dönüşen uzun tutukluluk süreleri" nereden kaynaklanıyor?

Önce mevzuattan!

Peki bu yasaları kim yaptı?

Kim çıkardı yeni ceza ve ceza muhakemeleri yasalarını?

Bugünkü iktidar!

Peki takdir haklarını, sanıkları genellikle terör örgütleri bağlamında değerlendiren ve tutuklama isteyen savcıları kim atıyor?

Bugünkü iktidarın "yeniden düzenlediği" Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu!

Savcıların isteklerini hemen hemen aynıyla kararlara dönüştüren yargıçları kim atıyor?

Yine bu iktidarın belirlediği aynı kurul!

"Cezaya dönüşmüş uzun tutukluluk sürelerine" karşı çıkan ve sanıkların tahliyesini isteyen yargıçları kim (tabii başka gerekçelerle) görevlerinden alıp başka yerler atıyor?

Yine aynı kurul!

* * *

Bir politikacının, bir partinin, bir iktidarın en önemli sermayesi kendisine duyulan güvendir:

Bir politikacı, bir parti, bir iktidar, güvenilirliği oranında seçmen nezdinde saygınlık kazanır.

"Özü sözü bir olmak" toplumumuzun en çok değer verdiği özelliklerden biridir.

* * *

Bir yandan parasız eğitim isteyen gençleri bile terör örgütü üyeliğinden içeri atarak, aylarca hapiste yargılayacaksınız...

Bir yandan gazetecileri, politikacıları, yazarları, öğretim üyelerini, terör örgütü üyeliğinden tutuklayıp yıllarca parmaklıklar arkasında, sanki özel olarak uzatılmış davalarla yargılayacaksınız...

Öte yandan sanki bütün bu işler sizin tam muktedir olduğunuz, her şeyi kontrol altında tuttuğunuz, yasaları istediğiniz gibi yaptığınız, istediğiniz davalara istediğiniz savcıları ve yargıçları atadığınız bir toplumda olmuyormuş gibi yarım ağız da olsa bu süreçlerden yakınacaksınız!

* * *

Ne demiş Ziya Paşa:

"Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde"

Yazımızı yine Ziya Paşa'dan iki dize ile bitirelim:

"Sen herkesi kör âlemi sersem mi sanırsın
Bir gün gelecek sen de perîşân olacaksın"

  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional