Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
SORUNLU BİR LAİKLİK ANLAYIŞI
Sevgili okurlarım, son günlerde tırmanan, laiklik ve demokrasi ile İslam'ın ne denli uyuştuğu tartışmasının odağında, hem Erzurum'da ve İstanbul'da yaşanan müdahale olayları hem de Fıkıh Profesörü, Yeni Şafak yazarı Prof. Hayrettin Karaman'ın yazıları var. Prof. Karaman 7 Ağustos 2001 tarihli Pazar günkü yazısında şöyle diyordu: "Bir Müslüman imkanlar ve şartlar elverdiği takdirde İslam ahkâm ahlak ve âdâbının hakim olduğu, kimsenin aleni olarak bunları çiğneyemediği bir toplumda yaşamak ister. Yine imkan bulduğunda, şartlar müsait olduğunda, düzelteyim derken bozma ihtimali bulunmadığında, daha büyük sakınca doğurmadığında her Müslüman, aleni (açıkça, kamuya açık yerde) dine, ahlaka, âdâba aykırı bir davranışa -engellemek veya ıslah etmek maksadıyla- müdahale etmekle yükümlüdür." Ahmet Hakan'ın 9 Ağustos'taki yazısında "Süper tehlikeli" dediği olay "müdahale etmekle" ve müdahalenin koşulları ile ilgili satırlardı. Karaman, hemen arkasından şöyle devam ediyordu: "İslam'a inanmayanlar kendi inançlarını serbestçe uygulayabilirler; ama bu uygulama Müslümanların hayat, ahlak ve dindarlıklarını, nesillerin eğitimini olumsuz etkileyecekse -İslam toplumunda- 'onların aykırı filleri için özel mekanlar ihdas edilmek gibi' tedbirlere başvurulur." Ertuğrul Özkök'ün 10 Ağustos'taki yazısında takıldığı satırlar da "özel mekanlar ihdas edilmek" biçimindeki ifadeydi. Özkök burada, "getto" tehlikesine işaret ediyordu. Karaman 11 Ağustos 2011 Perşembe günü şöyle başlayan bir yanıt yazısı yazdı: "Sonhaber.com adresli bir site benim pazar günü çıkan yazımı polemik konusu yapmış. Her konu bilenler tarafından tartışılabilir; buna bir diyeceğimiz olmaz. Ama iki şeye itirazım var: 1. Ağzı olan herkesin bilir bilmez konuşması, tartışması ve ahkam kesmesi. 2. Bir kimsenin söylediğini olduğu gibi vererek değerlendirmek ve tartışmak yerine çarpıtmak, değiştirmek, işine geldiği gibi şekillendirmek. Bu site işte bu ikincisini yapmış. Bakın benim yazımı nasıl değiştirerek, çarpıtarak veriyor: Karaman'ın "genelev" benzetmesinin isabetsizliği üzerinde durmak bile istemiyorum; o zaman tartışmanın çıtası seviye açısından çok çok aşağılara düşebilir. Bu konuda önemli olan, Karaman'ın "özel mekanlar ihdası" önerisinin Osmanlı döneminde Müslüman olmayanlar, özellikle de Yahudiler için yapılan uygulamaları anımsatmasıdır. Ama asıl sorun, Karaman'ın benim sorularıma 16 Haziran'da verdiği yanıttaki şu cümlede yatmaktadır: Müslümanlara mahsus bir çeşit demokrasi olabilir, ama sıra laikliğe gelince hiçbir Müslüman 'Ben biraz Allah'a, biraz da O'nu tanımayan, Onun hakimiyetini bölen 'rakiplerine' itaat ederim' diyemez." Görüldüğü gibi, Karaman laikliği "Allahı tanımayan, Onun hakimiyetini bölen rakip" olarak tanımlıyor. Sorun da tam burada yatıyor. Çünkü laiklik, Allah'ı inkar eden, ona rakip olan değil, tam tersine bütün müminleri (ve tabii bu arada başka din mensuplarını ve inanmayanları da) koruyan, onlara eşit vatandaş muamelesi yapan bir siyasal rejimin adıdır. Not: Bugün Kuşadası D&R'da saat 18'de, başta "İçimizdeki Zalim" olmak üzere, kitaplarımı imzalayacağım. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 11 Kasım 2024