Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

TUTUKLU YARGILANMALAR YAYGINLAŞINCA...
 

Hangi sorunlara "toplumsal sorun" denir?

Bir toplumun kendi yapısının ürettiği sorunlara mı...

Yoksa, bir toplumun pek çok kesimini etkileyen sorunlara mı?

Bazı sorunlar hem toplumun kendi yapısından, yani kurumlaşmış ilişkilerinden kaynaklanır...

Hem de toplumun geniş kesimlerini etkiler.

İşte böyle sorunlara "toplumsal sorun" denir.

* * *

Yargı bir toplumdaki anlaşmazlıkları çözer...

Ama esas olarak o toplumun egemen yapısını korur:

Din-tarım toplumlarında, dini ve tarım üretimini...

Endüstri toplumlarında, milli ideolojiyi ve fabrika üretimini...

Bilişim toplumlarında, demokrasiyi, insan haklarını ve her türlü üretimi!

* * *

Pek doğal olarak:

Diktatörlükle yönetilen toplumlarda diktatörlüğü...

Komünist toplumlarda komünizmi...

Faşist toplumlarda faşizmi...

Demokratik toplumlarda demokrasiyi korur yargı!

Bu nedenle bir toplumdaki yargı erkinin nitelikleri anayasalarla belirlenir.

* * *

Zaten devrimlerde de, her siyasal iktidar kendi hukukunu yaratır ve toplumu bu hukuk aracılığıyla biçimlendirir:

Kimi zaman, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda olduğu gibi çağdaşlığa, laikliğe ve demokrasiye doğru bir açılımı içerir...

Kimi zaman, Hitler Almanyası'nda olduğu gibi faşizme geçişi belirler...

Kimi zaman da, Humeyni İranı'nda olduğu gibi dini hukukun ve dine dayalı bir otoriter rejimin pekişmesini sağlar.

* * *

AKP iktidarı da kendi hukukunu üretmek yolunda ciddi adımlar atmış ve atmaktadır...

Bu adımlar kimi zaman doğrudan yasa değişiklikleriyle, kimi zaman da referandumla atılmıştır.

Elbette, hukuk, toplum, ekonomi ve siyaset ilişkileri son derece karmaşık ilişkilerdir.

AKP iktidarında hukuk, siyasetin bir aracı olarak ön plana çıkmış ve bütün öteki ögeleri biçimlendiren bir nitelik kazanmıştır.

Bu değişimin etkileri artık her alanda görülmeye başlamıştır.

Geniş toplum kesimleri tarafından algılanan ilk somut sonuç, tutuklu yargılanmaların gittikçe yaygınlaşmasıdır.

Çağdaş demokrasi ve evrensel hukukla pek bağdaşmayan bu durum, toplumun her alanını kapsayan bir "toplumsal sorun" olarak ortaya çıkmıştır.

BDP ve CHP milletvekillerinin seçimden sonra sergiledikleri protestolar, bu "toplumsal sorunun" Meclis'i de etkilemeye başlamasının bir sonucudur.

Aslında bu son derece doğaldır:

Demokrasilerde bütün "toplumsal sorunların" Meclis'e yansıması hem beklenen hem de arzulanan bir durumdur:

Sorunlar Meclis'e yansımalıdır ki, üzerlerinde tartışılsın, konuşulsun ve demokratik rejim çerçevesinde çözümler üretilsin!

* * *

"Toplumsal sorunlardan", hele hele hukuktan kaynaklanan "toplumsal sorunlardan" kimse kaçamaz, korunamaz...

Her an, herkes, her yerde bu sorunlarla yaşamak, yüzleşmek ve hesaplaşmak zorundadır. (Fenerbahçe-şike soruşturmasını da Salı günü irdelemek niyetindeyim.)

Meclis'teki son "yemin krizi" de, "tutuklu yargılanma" olarak toplumsallaşan bir hukuk sorununun dışa vurumlarından sadece birisidir.

Dilerim Meclis'e yansımış (taşınmış) olması bu sorunun çözümüne katkıda bulunur!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024

Valid HTML 4.01 Transitional