Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
SEÇİMİ SİLİVRİ'DEN İZLEMEK
Her seçim, bir ölçüde de olsa, ülkenin kaderini belirler.
Ama bazı insanların kaderlerini doğrudan değiştirir.
Örneğin adaylar...
Örneğin parti liderleri...
Örneğin parti örgütünde görevli olanlar...
Kısaca politikacılar...
Her seçimde kişisel kaderleri de çok etkilenen insanlar arasındadır.
12 Haziran 2011 seçimlerinin bir başka özelliği daha var:
Silivri'de görülen davalarda sanık olanlar arasından çok sayıda aday çıktı.
Bunların bir bölümü bazı siyasal partiler tarafından seçilecek yerden aday gösterildiler.
Bir bölümü ise bağımsız aday oldu.
Aslında bu kadar çok sayıda Silivri sanığının milletvekili adayı olmasının altında bile bu davaların siyasal nitelikte olduğu gerçeği yatmıyor mu?
Ya da en azından kamuoyunda bu davaların siyasal nitelikli olduğu inancının yaygınlığına işaret etmiyor mu aday sayısının çokluğu...
Yoksa bu kadar sanık, halkın kendilerine oy vereceğini umut ederek aday olur muydu...
Bazı partiler kimi sanıkları seçilecek yerlerden aday gösterir miydi?
Silivri sanıkları açısından seçim sonuçlarına ilişkin iki büyük soru var:
Birincisi, bağımsız adayların seçilip seçilemeyecekleri ya da hangilerin seçileceği...
İkincisi, parti listelerinde seçilecek yerden aday gösterilenlerin tutukluluk hallerinin seçim sonrasında sona erip ermeyeceği.
Bağımsız aday olan sanıkların seçilip seçilemeyeceklerini ya da hangilerinin seçileceğini şimdiden kestirmek pek olanaklı değil.
Partilerce seçilecek yerden aday gösterilenlerin durumu ise önceleri bir hayli net iken, iktidar sözcülerinin son açıklamalarıyla yeniden bir belirsizlik ortaya çıktı:
Daha önce, genel kamuoyu ve hukukçular, bu sanıkların milletvekili seçilmeleri halinde tahliye edilecekleri konusunda bir fikirbirliği belirtmişlerdi.
Fakat iktidar mensuplarının, böyle bir tahliyenin otomatik nitelik taşımadığı, yeni bir yargı kararı gerektirdiği ve durumun net olmadığı konusundaki açıklamaları, bu konudaki beklentileri bulandırdı.
Sanıkların tutuklu olarak yargılanmaları, hukukta istisnai bir durumken...
Bu istisnai durumun Silivri davalarında genelleştirilmesi zaten bir hak ve hukuk ihlali olarak görülürken...
Artık milletin temsilcisi olma kimliği kazanmış sanıkların içerde tutulması biraz zor görünüyor.
"Biraz zor görünüyor" ama artık tümüyle iktidarın güdümüne girmiş görünen yargının ne yapacağını kestirmek de çok olanaklı değil.
Seçim sonuçları her yerde merakla izlenecek ama...
Özellikle Silivri'de bu sonuçları "hayat-memat meselesi" olarak izleyecek çok kişi var...
Hele hele sonuçların siyasal ortamı yeniden belirleyeceği...
Ve davaların da, siyasal nitelikli olduğu için bu ortamdan etkileneceği inancı düşünülürse...
Bu merakın aday olanların çok dışına taşacağı tahmin edilebilir.
Şeffaflık, dürüstlük ve adalet çerçevesi içinde geçmesi dileğiyle, 2011 seçimlerinin, başta hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlüler olmak üzere, herkes için hayırlı olmasını diliyorum.
