Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
LİBERAL DEMOKRASİ, ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ, SOSYAL DEMOKRASİ, MUHAFAZAKAR DEMOKRASİ, AKP VE CHP
Liberal demokrasi özgürlükçüdür. Bireylerin, grupların, toplulukların, şirketlerin, devlet müdahalesi olmadan "kendi mantıkları içinde" "özgürce" davranması ilkesine dayalıdır. Bu anlayışa göre bir toplumda herkes, her kurum, her şirket, devlet müdahalesi olmadan kendi çıkarına uygun davrandığında, toplum hem özgürlükler hem de üretim açısından en optimum noktaya ulaşır. Bireyi korumasız bıraktığı ve ezdiği ayrıca ekonomik bunalımlara neden olduğu için eleştirilen bu anlayış, günümüzde "özgürlükçü demokrasi" kavramına doğru evrimleşmiştir. CHP'nin "Demokrasi" kitapçığında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatlarına ve Avrupa Birliği'nin aday ülkeler için belirlediği Kopenhag kriterlerine göre "Özgürlükçü Demokrasi"nin şu ilkelere dayandığı belirtilmektedir: İnsan haklarına saygı. Ne yazık ki "özgürlükçü demokrasi" de bireylerin, "insanca yaşam koşullarını" güvenceye almakta her zaman başarılı değildir. Bir başka deyişle, özgürlüklerle ilgili hakların tanınmış olması, bu hakların kullanılabilmesi için yeterli değildir. İşte CHP bu noktada açıkça tavır koyuyor ve Sosyal Demokrasi'den yana olduğunu söylüyor. CHP'ye göre: "Sosyal adalet sağlanmadan... Tam bu noktada "Muhafazakar demokrasi" anlayışının yanlışlığına geliyoruz: Devletin temel sağlık, sosyal güvenlik ve eğitim hizmetlerinden bile sorumlu olmadığı bir "Muhafazakar demokrasi" ancak zenginlerin daha zengin, muktedirlerin daha muktedir olmasına yol açar, toplum içindeki gelir adaletsizliğinin ve dengesizliklerin uçurumlaşmasına neden olur. Yok eğer "Muhafazakar demokrasi" terimini, "muhafazakar değerlerin, yani milli ve dini inançların egemenliği" anlamında kullanıyorsanız da, bu anlayışın "özgürlükçü demokrasi" kavramı ile uzak-yakın bir ilişkisinin olmadığı açıktır. Çünkü "Muhafazakar demokrasi" anlayışının, dini ve milli değerlerin egemenliği anlamında kullanılması, bu değerleri kimlerin temsil ettiği, hangi değerlerin dine ve millet anlayışına uygun olduğu gibi içinden çıkılmaz tartışmaları da birlikte getirdiği için, son tahlilde yönetici egemenlerin fetvalarına dayanan bir otoriter rejime dönüşür... Ki bugünkü AKP iktidarının (The Economist, The New York Times, Observer gibi yayın organlarının da işaret ettiği) temel sorunu da budur. Çağdaş demokrasi ve çağdaş insan yani insan hakları ve insanca yaşam, liberal ya da muhafazakar demokrasi ile değil, ancak özgürlükçü demokrasi ve sosyal demokrasi ile gerçekleşebilir. Şu sözler CHP'nin de bu çağdaş anlayışı benimsediğini göstermektedir: "CHP için, temelinde insan hakları bulunan bu özgürlükçü demokrasi ve sosyal demokrasi anlayışı 'özgür insan' idealinde sembolleşmektedir". (s.15) Önemli not: Bir başbakanın Abbas Güçlü'ye "Bedelini ödeyecek" İnan Kıraç'a "Risk alıyor", Nuray Mert'e "Namert" demesi hiçbir demokrasi anlayışına sığmaz. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 20 Mart 2023