Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

CHP'DEN NE BEKLEDİM, NE BULDUM?
 

Türkiye'nin ivedi sorunu, sivil diktatörlüğe doğru gidişin önlenmesidir...

Herkesin izlendiği, kaydedildiği, teşhir edildiği "Korku İmparatorluğu"nun yıkılmasıdır...

Sabahın köründe evlerin basılmasının, yazarların, gazetecilerin, öğretim üyelerinin gözaltına alınmasının durdurulmasıdır...

Basılmamış kitapların dijital kopyalarına el konmasının ve imha edilmesinin engellenmesidir...

Medya üzerindeki baskıların kaldırılmasıdır...

Hak ve hukuk ihlallerinin önlenmesi, cezaevlerinde tutuklu olarak yargılanan, yargısız infaza tabi tutulan kişilerin haklarının korunmasıdır...

İvedi sorun özetle, demokrasinin üzerine bir karabulut gibi çökmüş olan sivil baskı rejiminden ülkeyi kurtarmak, Türkiye'yi özgürleştirmektir.

Benim CHP'den beklediğim, bu ivedi sorunu birinci öncelik yapması, ülkeyi bu demokrasi krizinden çıkarmaya çalışması, tabii bu arada "demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin" gereklerini yerine getirecek, özellikle de terörle ve yoksullukla mücadele edecek projelerini açıklamasıdır.

* * *

Aday listeleri üzerinde medyada kopartılan ve AKP'yi kollarken CHP'yi yıpratmaya yönelen fırtına, Türkiye'deki siyasetin ve seçmen tercihlerinin gerçeklerine de çok uygun görünmüyor.

Türkiye'de hem dar seçim bölgesi uygulanmadığı, hem özellikle büyük kentlerde milletvekili ile seçmen arasındaki yüz yüze bağlar zayıf olduğu, hem de (ne yazık ki) seçmen davranışı olarak seçim dönemleri arasında sürekli bir demokratik katılım ve denetim kurumlaşmadığı için, aday listelerinin seçim sonuçları açısından çok belirleyici olduğu söylenemez.

Genel olarak halk, partiye ve partinin genel başkanına göre oy verir.

Ama bu demek değildir ki, aday listeleri de tümüyle önemsizdir.

Bu listelerin birinci önemi, parti örgütlerinin seçimdeki çalışma heyecanlarını etkilemesidir.

Önseçimle belirlenen listeler için örgütlerin daha canla başla çalışacağı tahmin edilebilir.

Buna karşılık, genel başkan tarafından belirlenen listelerde kendi tercihlerini göremeyen örgütlerin seçim kampanyasını da ruhsuz ve isteksiz bir biçimde götürecekleri düşünülebilir.

Ama örgütlerin bu tutum ve davranışları, partilerin ve liderlerin geniş kitleler üzerinde yarattıkları genel beklentileri çok fazla da etkilemez.

Listelerin ikinci önemi, tek tek isimlerden çok, biraya gelen kişilerin ifade ettikleri anlamda ortaya çıkar:

Hangi grupların, hangi eğilimlerin, hangi görüşlerin, hangi yaklaşımların aday listelerine hakim olduğu, pek doğal olarak partinin seçimlerdeki ve seçim sonrasındaki çalışmaları hakkında önemli ipuçları verir.

Ben CHP'nin listelerine bu açıdan bakıyorum ve şunu görüyorum:

CHP'nin aday listeleri ülkenin demokrasi ve özgürleşme sorununu birinci sıraya alacak kadrolara sahip görünüyor.

Benim için şu anda önemli olan, ne eski takım ne yeni takım, ne örgütün ne genel başkanın tercihleridir; benim için önemli olan sivil diktaya gidişin önlenmesidir.

Bu açıdan listelerde yer alan Mustafa Balbay'ı, Mehmet Haberal'ı, Sinan Aygün'ü, Sezgin Tanrıkulu'nu, Rıza Türmen'i "Hukuk Devleti" anlayışının yeniden ihdası ve insan hakları ihlallerinin önlenmesi açısından yapılacak çalışmalarda önemli isimler olarak görüyorum.

Sendikacılar Süleyman Çelebi, Musa Çam, Yakup Akkaya, Seyhan Erdoğdu gibi kişileri hem insan hakları hem de "Sosyal Devlet" açısından çok önemsiyorum.

Tabii bir de Türkiye'nin en iyi sosyologlarından biri olan Prof. Sencer Ayata'nın Ankara'da birinci sıradaki adaylığı var ki, tek başına bile CHP'nin "Hukuk Devleti" ve "Sosyal Devlet" hedeflerine dönük olarak yapacağı özgürlük ve demokrasi mücadelesindeki ciddiyeti hakkında önemli bir işaret sayılabilir.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional