Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
MENGÜ ERTEL'LE PERA MÜZESİNİ GEZERKEN
Sabahın köründe evleri basılanlar... Tutuklanan gazeteciler... Japonya'daki deprem... Bütün dünyayı tehdit eden radyoaktif sızıntı... Buna karşın, "Biz bildiğimizi okuruz" havasındaki yöneticiler: Sadece bizim değil, çocuklarımızın ve torunlarımızın da geleceklerini tehlikeye atan bir ısrarla, fay hattı üzerinde temeli atılacağı belirtilen Akkuyu nükleer santralı... Libya'daki çatışmalar... Ülkemizdeki sorunlar... Gerçekten çok bunaldığım bir sırada kendimi Beyoğlu'na attım. Galatasaray'da, Yapı Kredi Bankası Vedat Nedim Tör Müzesi'nde Mengü Ertel'le buluştum. Bu büyük grafik sanatçısı ile hem sanatın güzelliklerini, inceliklerini, hayatı yaşanmaya değer kılan ayrıntıları duyumsadım, hem de Türkiye'nin opera, bale, tiyatro, edebiyat ve şirketler tarihinde bir gezinti yaptım. Mengü Ertel gibi bir büyük sanatçının, yaşamın her alanına nasıl nüfuz ettiğini, insanlığı, insanları, toplumu, sanat ve edebiyat etkinliklerini, çeşitli şirketleri, renk ve çizgi ile, afişlerle, logolarla nasıl ölümsüzleştirdiğini gördüm. Sonra bitişik binadaki Yapı Kredi Yayınları'nın satış merkezine gittik Mengüyle: Dilek Bektaş'ın Mengü Ertel sergisi dolayısıyla hazırladığı "Bir Meşk Gibi, Yaşamı ve Yapıtıyla Mengü Ertel" adlı kitabı satın aldık. Sergi "Bir Usta Bir Dünya: Mengü Ertel 'Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı'" adıyla açılmış, 23 Nisan'a kadar devam edecek. Oradan çıktık, Tünel'e doğru biraz yürüyüp, Kallavi sokaktan geçerek Tepebaşı'na indik, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi'ne girdik, sergileri gezdik. Süreli sergiler olan "Frida Kahlo ve Diego Rivera" ile "Çarlık Rusyası'ndan Sahneler"i inceledik. Koleksiyon sergileri, Oryantalist Resim, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri, Kütahya Çini ve Seramikleri'ni özümledik. Suna ve İnan Kıraç çiftinin, Türkiye'nin sanat ve kültürüne yaptığı hizmetleri konuştuk. Ben sanat ve kültür olay ve yapıtlarını, hem toplumsal ve siyasal bağlamları içinde çözümlemeyi hem de karşılaştırmalı olarak değerlendirmeyi severim. Bu açıdan "Çarlık Rusyası'ndan Sahneler" ile "Oryantalist Resim" sergilerinin aynı anda gerçekleştirilmesini çok önemsedim. Her iki sergide de iki farklı toplumun günlük yaşamlarından izler vardı. Bunları karşılaştırmalı olarak algılamak son derece eğitici ve ilginç oldu. Frida Kahlo ve Diego Rivera'nın yapıtlarının birlikte sergilenmesi de zaten insanda ister istemez bir karşılaştırma duygusu uyandırıyor. Hiç kuşkusuz Diego Rivera da iyi bir ressam ama Frida Kahlo'nun parıltısı ve pırıltısı onda yok. Frida Kahlo, kişiliğiyle, yaşamıyla, duygu ve düşünceleriyle, ilişkileriyle son derece ayrıksı, sıra dışı bir kişiliğe sahip. Bu özelliği tablolarına da yansımış. Tabii pek çok büyük sanatçıda olduğu gibi koskocaman da bir egosu var... Sergileri, zihnimdeki Mengü Ertel'le birlikte gezerken, bir grafik sanatçısı ile bir ressam arasındaki farklar sürekli olarak aklımı kurcaladı: Hangisi daha yaratıcı, hangisi daha ilginç ve heyecanlı bir uğraştı acaba? Sanat dalları arasında bir karar veremedim ama yaratıcı zekanın hangi sanat dalında olursa olsun, insanı etkilediğini, Mengü Ertel'in de böyle bir etkileyici sanatçı olduğunu bir kez daha anladım. Pera Müzesi'ndan çıkarken müze dükkanından satın aldığım kitapları taşıyamaz haldeydim. Sadece ellerim değil, aklım ve yüreğim de dolmuştu. "Ah insanoğlu..." dedim kendi kendime: "Ne olur hep 'bildiğini okumasan' da biraz sanata, kültüre, başka insanlara, güzelliklere, özgürlük çığlıklarına kulak versen!" |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024