Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

SİVİL DARBE NASIL GELİR?
 

Askeri darbe aniden...

Silahla gelir.

Peki sivil darbe?

Sivil darbe yavaş yavaş...

Seçimlerle gelir...

Yasalarla gelir...

Referandumlarla gelir...

Anayasalarla gelir!

* * *

Ankara Barosu Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu, Sözcü gazetesine verdiği demeçte "Kara günler bir anda gelmez" demiş.

Doğru söylemiş.

* * *

Önce bazı yasalar çıkarır, isimsiz muhbirlerin, katillerin, teröristlerin, hükümlülerin iddialarının mahkemelerde geçerli olmasını sağlarsınız...

Sonra yargıyı kendi denetiminize alırsınız...

Daha sonra sivil ve asker, sivil darbeye karşı direnebilecek bütün çevreleri doğrudan yargılamalar yoluyla yıpratır ve pasifize edersiniz...

Bu arada devletin meşru olarak zor kullanabilecek bütün organlarını doğrudan kendi denetiminize alırsınız...

Tabii, bütün bunları yaparken, ister atamayla ister seçimle gelinsin, bütün makamlara da kendi yandaşlarınızı doldurursunuz.

Rejimi etkileyecek, sistemi değiştirecek büyük adımları da referandumlarla gerçekleştirirsiniz.

Medyayı da ihmal etmez, hem kendi medyanızı kurar, hem de sizin olamayan medyayı korkutarak susturursunuz.

Böylece biraz zaman alsa da sivil darbenizi büyük bir başarıyla gerçekleştirmiş olursunuz.

* * *

Şu birkaç örneği kısaca anımsayalım:

Tüm yargı mekanizmasını belirleyen ve denetleyen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı yapılan referandumla tümden değiştirilmiştir.

Yeni üyeliklere Bakanlık adaylarının tümü "tulum olarak" seçilmiştir.

Bu seçimlerin sonunda Kurula Adalet Bakanı'nın Başkanlık etmesinin ve Müsteşarın da katılmasının yanında, Müsteşar Yardımcısı, Personel Genel Müdürü ve Bakanlığa Bağlı Akademinin başkanı da üye olarak seçilmiştir.

Kamuoyunda "Balyoz" adıyla anılan dava başlamadan sadece birkaç gün önce yargıçlar değiştirilmiştir.

Silivri'de tutuklu yargılanan Prof. Mehmet Haberal'nı tahliyesini reddeden yargıçlar, hukuka uygun davranmadıkları için Yargıtay tarafından tazminata mahkum edilmiştir.

Haberal ile aralarında "husumet oluştuğu" yargı kararıyla belirlenen bu yargıçlar davaya bakmayı sürdürmektedir.

Yeni yasal düzenlemelerle katiller serbest kalırken, elinde cerrah neşterinden veya bilgisayar klavyesinden başka silah olmayan hekimler, yazarlar, gazeteciler, politikacılar hapiste çürümektedir.

Medyanın bir bölümü bütün bu olaylara hiç utanmadan "ileri demokrasi" diyerek destek vermektedir.

Cılız eleştiriler ise arada güme gitmektedir.

* * *

Ankara Baro Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu şöyle diyor Sözcü'de:

"Kara günler bir anda gelmez.

13 Eylül 2010 sabahında bambaşka bir Türkiye'ye uyandık.

O Türkiye'nin başka bir Türkiye olduğunu ancak zamanla anlayacağız.

Canlar yanmaya başladıkça anlarız...

Hak ihlallerinde sivil toplum ayağa kalkıyor olsaydı bu noktalara gelmezdik.

Ama sivil toplum mu bıraktılar? 12 Eylül faşist darbesi sivil toplum bırakmadı ki...

Kaç bin yıldır, tutuksuz yargılama esastır.

Tutuklu yargılamanın esas olduğu dönem Ortaçağ Avrupası'nda engizisyon.

Türkiye'ye bakıyorum, suçlanan kişi suçsuzluğunu ispatla yükümlü.

Tutuklu yargılama esas haline gelmiş!"

* * *

Yukarda verdiğim birkaç örnek de anımsanırsa...

Aslında Feyzioğlu'nun bu sözleri, Economist dergisinin "Demokrasi endeksi" sınıflamasında, Türkiye'nin "Melez rejimler" grubundan "Otoriter rejimler" grubuna kaydığını göstermiyor mu!

Bu kayışın adı "Sivil darbe" değil mi?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional