Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

BAYKAL DA ŞAŞIRTTI, KILIÇDAROĞLU DA!
 

Ünlü sözdür:

"İnsana ilişkin hiçbir şey beni şaşırtmaz" denir.

Bu söz genellikle insanlar kötü bir şey yaptıklarında gündeme gelir:

"İyi bilinen" bir insan da "kötü görünen" şeyler yapabilir anlamında.

Aslında "kötü bilinen" bir insanın "iyi görünen" işler yapması da bu sözün kapsamındadır.

Özellikle kullandığım, "bilinen" ve "görünen" sözcüklerinin altını çizmek isterim:

Her ikisi de görecelik, öznellik ifade eden sözcüklerdir.

Bir insanın iyi ya da kötü "bilinmesi", onun mutlak olarak iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmez.

Çünkü insanı mutlak olarak "bilmek" olanaklı olmadığı gibi, mutlak olarak iyi ya da kötü insan yoktur!

Bir tutum ya da davranışın iyi ya da kötü "görünmesi" de o tutum ve davranışın mutlak olarak iyi ya da kötü olduğunu belirlemez.

Çünkü bir davranış, kimine göre iyi, kimine göre kötü olabilir ve üstelik bu değer yargıları zaman içinde de değişir...

* * *

Bu sütunda sık sık yinelediğim bir başka gerçek daha var:

İnsanların gerçek kimlikleri, kişilikleri, bunalım zamanlarında, kriz anlarında ortaya çıkar.

Hepimizin içindeki cesaret veya korkaklık, dürüstlük veya sahtekârlık, iyilik ya da kötülük, bireysel ya da toplumsal şoklar sırasında daha belirgin olarak ortaya çıkar.

* * *

Toplum, siyasal liderler veya ünlü kişiler hakkında bir takım yargılara sahiptir.

Bunlar zaman içinde oluşmuş ve "önyargılar" haline gelmiş izlenimlerdir.

Her zaman gerçeklere uygun da olmayabilirler.

Medyanın etkisi, profesyonel "imajcıların" çalışmaları, kurumların bireyleri örten kimlikleri hep bu "görünen" gerçeği oluşturan, ama kimi zaman da onu "olan" gerçekten saptıran ögelerdir.

İşte bu "önyargılar" bazen insanları çok şaşırtabilir.

Çünkü (paradoksal olarak) "insana ilişkin hiçbir şey beni şaşırtmaz!"

* * *

Deniz Baykal hakkında yerleşik bir önyargı vardı:

"Ne bahasına olursa olsun CHP liderliğini bırakmaz" deniyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu için de yerleşik bir önyargı vardı:

"Bürokrat kimliklidir, liderlik ihtirası ve karizması yoktur" deniyordu.

Her iki lider de bu yerleşik önyargıların yanlış olduğunu kanıtladı.

Baykal, hem liderliği bıraktı...

Hem de Kılıçdaroğlu'nun önünü kesebilecek, kesemese bile partiyi karıştırabilecek gücü varken bunu kullanmadı...

Kılıçdaroğlu, önüne çıkan liderlik seçeneğini geri çevirebilecekken, korkmadı, kaçmadı, liderliğe soyundu...

Üstelik çıktığı liderlik yolunda, süreci son derece başarılı bir biçimde yönetti...

Kendisine bağlanan umutları haklı çıkaran bir görüntü verdi.

Her iki lider de, tutum ve davranışları ile kendileri hakkında oluşmuş yerleşik kanıları, toplumsal ve siyasal önyargıları parçaladı...

İnsanları şaşırttı!

Ben şaşırmadım...

Tam tersine, her ikisinin de bu bunalım döneminde, bu kriz anında doğru davranmasını bekliyordum.

Her ikisini de kutluyorum.

Tabii, ahlâksız ve alçakça bir komploya uğrayan, yaralı olan Baykal'dır.

Yaralı olan insanların, kriz anlarında doğru karar vermesi çok daha zordur.

Onun için onu iki kez kutluyorum.

Dilerim her iki lider de şu kriz günlerinde sergiledikleri hem CHP hem de ülke açısından olumlu olan tutum ve davranışları sürdürür.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional