Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

TÜRKİYE'DEKİ 21. YÜZYIL FAŞİSTLERİ: HUNTINGTON'UN TAKİPÇİLERİ
 

Türkiye'deki 21. Yüzyıl faşistleri:

Kendilerine "liberal" diyorlar.

Bu sözde "liberallik" sadece bir maske!

Geçmişleri faşizmde yatıyor:

Ya dincilikten geliyorlar...

Ya darbecilikten...

Ya da otoriter solculuktan.

Bugünleri ise tamamen faşizan:

Bu sahte "liberallere" göre ya AKP iktidarından ve onlardan yanasın ya da "darbecisin", "Ergenekoncusun", "statükocusun", "jakobensin" "Kemalistsin"!

Böylece hem sözde "demokratlık" ve "liberallik" adına gerçek demokrasiyi ve özgürlüklere dayalı gerçek liberalizmi tahrip ediyorlar...

Hem de "Kemalizm'i", "Atatürkçülüğü", darbecilikle, statükoculukla özdeşleştirip yozlaştırmaya, ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.

Aslında saldırganlıkları, hoşgörüsüzlükleri, kendileriyle hemfikir olmayan herkesi karalayan tutum ve davranışları, yazar meslektaşlarını ihbar etmeleri ve hapse girenlerin arkasından sevinmeleri, bireysel nitelikleri açısından tam bir faşizmi simgeliyor.

Savundukları, iktidarın yargıya da tam egemen olması görüşü, yani "çoğunluk diktatörlüğü" anlayışı ise zaten toplumsal faşizmin açık ifadesi.

Başta ifade ve muhalefet özgürlüğü olmak kaydıyla, demokratik hak ve özgürlükleri sadece kendileri için, kendi iktidarları için istiyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisini simgeleyen "Atatürkçülük" işte bu nedenle onların hedef tahtasında:

Bağımsızlığa, çağdaşlığa, demokrasiye, laikliğe, hukuk devletine, sosyal devlete ve bütün bunların güvencesi olan "yargı bağımsızlığına" karşılar.

Atatürkçülüğü, bütün bunların temeli gördükleri için onu saptırmaya, yozlaştırmaya ve yok etmeye çalışıyorlar.

* * *

20. Yüzyıl faşizmi ırkçılığa, milliyetçiliğin yozlaştırılmasına dayanıyordu.

21. Yüzyıl faşizmi dinciliğe, dindarlığın yozlaştırılmasına dayanıyor.

21. Yüzyıl faşizminin yaratıcısı Samuel P. Huntington.

Uygarlıklar Çatışması adlı kitabında Sovyetlerin çöküşünden sonra dünyanın inançlara dayalı bir uygarlıklar çatışmasına gittiğini söyleyerek yeni savaş alanını belirledi.

Yedi uygarlığa böldüğü dünyadaki Batı uygarlığını ise en yukarıya, "erişilmez ve taklit edilemez" olarak yerleştirip bu kuramını faşist temellere oturttu.

Aslında tüm kitabı, "Batı"nın "tek ve biricik", taklit edilemez ve erişilemez bir uygarlık olduğu ve bunu öteki uygarlıklara karşı korumak zorunda kaldığı tezine dayanıyordu.

Bu nedenle Atatürk'ün, Müslüman ve feodal bir imparatorluktan, "Batılı ve çağdaş bir devlet" yaratma projesinin yadsınması, neredeyse yazarın ana tezi haline gelmişti.

* * *

Huntington, Türkiye'nin Batı uygarlığının içinde ikinci sınıf bir ülke olacağını iddia ediyor ve bunun yerine İslam uygarlığı içinde lider bir ülke konumuna gelmek için çalışmasını öneriyordu:

"Batı'nın laik ve demokratik düzeninde yeterince deneyim kazanmış olan Türkiye, artık İslam aleminin lideri olabilir. Ama bunu yapması için, Rusya'da Lenin'in reddededildiğinden daha şiddetle Atatürk'ün mirasını yadsımalıdır. Bu ise ancak hem siyasal hem de dinsel açıdan meşruiyet sahibi olan üstelik de Atatürk kalibresinde (terim Huntington'undur) bir lider tarafından gerçekleştirilebilir."
diyor.

(Huntington'un kitabı ve eleştirisi için İnternet sitemdeki "Aydınlanma" köşesine bakılabilir.)

* * *

İşte son günlerde AKP tarafından yeniden alevlendirilen "İsmet Paşa" tartışmasının ve liberal maskeli, sahte demokrat faşistlerin hep birlikte Atatürk'e ve Atatürkçülüğe (Kemalizme) saldırmasının temelleri Huntington'un bu satırlarında yatmaktadır.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional