Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

SİLİVRİ'DEKİ REKTÖRLER, SEÇİLMEDEN ATANAN REKTÖRLER


 

Türkiye bir garip ülke:

Bir gün rektör seçiliyor ve Cumhurbaşkanı tarafından atanarak makam koltuğunuza oturuyorsunuz...

Ertesi gün, rektör olduğunuz için kendinizi Silivri'de tutuklu olarak yargılanırken buluyorsunuz.

Annemin ünlü sözü ile belirttiği, "Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli" ilkesi bizim ülkede çok geçerli.

* * *

Dünkü Cumhuriyet'in manşeti, üst başlık "Üniversite iradesi hiçe sayıldı. AKP'ye yakın isimler rektör oldu.", asıl başlık ise "Atamalarda Gül kriterleri" biçimindeydi.

Haberde Gül'ün son atamalarla, Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile Kırıkkale Üniversitesi'nde meslektaşları tarafından rektörlüğe seçilen adaylara görev vermediği belirtiliyor, onların yerine arka sıralarda yer alan adayların rektör yapıldığı vurgulanıyordu.

Mahmut Lıcalı'ın verdiği haberin daha da vahim bölümü, Gül'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde yaptığı 30 atamanın 14'ünde öğretim üyelerinin iradelerini hiçe saydığı, ikinci ve üçüncü sırada yer alan adayları tercih ettiği biçimindeydi.

Tabii bu arada, yüksek öğretimin başına 1981'den beri bir kara bulut gibi çökmüş olan YÖK'ün, üniversitelerdeki demokrasiyi hiçe sayan bu atamalara kılıf hazırlayarak, seçim sonucu belirlenen listelerdeki sıralamaları değiştirdiğini de belirtmeliyiz.

* * *

Benim hiç anlayamadığım ve sıra değiştirilerek atananlar adına çok üzüldüğüm bir nokta var:

Meslektaşları tarafından seçilmemiş olan rektör adayları bu görevi nasıl kabul ediyor, nasıl içlerine sindirebiliyorlar?

Tabii arkadan bir başka soru daha geliyor:

Yeterli oy alamadığı halde o görevi kabul edenler, nasıl bir kişiliğe, nasıl bir ruh haline sahiptirler?

Meslektaşları tarafından seçilmediği halde bu göreve atanan rektör...

Göreve geldiğinde kendisine oy vermemiş olan öğretim üyelerine nasıl davranacaktır?

Seçilmeden o makama oturmayı hazmeden bir rektör...

Bütün öğretim üyelerini temsil edebilecek, onların tümünü sevgi ve saygıyla kucaklayabilecek midir?

Yoksa onuru (oy alamadığı için değil, çünkü oy alamamak onur kırıcı değildir, oy alamadığı halde o makama atanmayı hazmettiği için) kırık, yüreği buruk, zihni intikam duygularıyla mı dolu olacaktır?

* * *

İşin bir başka yönü de değiştirilmiş sıralamaya göre atanan rektörlerin "belli bir görüşün temsilcisi" olmalarıdır.

Tabii bu görüşün AKP iktidarının görüşlerine uygun olduğunu belirtmeye gerek bile yok.

Bir yanda kalp hastası, kanser hastası, tutuklu yargılanan ve üstelik kendileri de doktor olan rektörler...

Öte yanda, seçilmedikleri halde makamlarına oturmayı içlerine sindirebilen rektörler...

* * *

Türkiye'de siyaset de adalet de bilim de içler acısı halde!

Silivri'de tutuklu ve tutuksuz olarak yargılanan rektörlere...

Hasta olarak yargılanan rektörlere ayrıca...

Seçimden birinci sırada çıkan ama atanmayan rektör adaylarına...

Seçimi yitirdikleri halde atanan rektörlere...

Seçtikleri rektör atanmayan öğretim üyelerine...

Geçmiş olsun!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional