Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

YÜKSEK YARGIÇLARI PARTİ GENEL BAŞKANLARI MI ATAYACAK?


 

Sevgili okurlarım, Vatan gazetesinde Mine Şenocaklı, Yargıtay eski başkanı Sami Selçuk ile çok önemli bir konuşma yapmış.

Selçuk, çok deneyimli ve felsefe konularına da hakim bir hukuk insanı olarak son derece önemli uyarılarda ve önerilerde bulunuyor.

En çok üzerinde durduğu nokta "erklerin ayrımı".

Yani yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden farklı ve bağımsız olmasını, herkesin kendi işini yapmasını öneriyor ve yürütmenin, yasamayı ve yargıyı denetlemesinin yanlışlığına, tehlikelerine işaret ediyor:

Örneğin yazımın başlığında dile getirdiğim kuşkuyu, Sami Selçuk açıkça söylüyor.

Önce o bölümden bazı alıntılar yapayım:

"1982 Anayasası... erkler ayrılığı ilkesi bütünüyle çiğnenmiştir.

Sadece ve sadece parti liderlerinin, genel başkanların gösterdiği vekilleri seçiyor halk...

Bütün erkleri yürütme erki kuşatmıştır, kimse kendini aldatmasın.

Şimdi deniyor ki, Anayasa Mahkemesi'ne ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Meclis'ten üye seçilsin...

Yüzde 3 baraj, önseçim ve tercihli oy sistemleri getirilmeden bu yola başvurmak ağır yanılgı.

Çünkü bugünkü sistemde Meclise halk iradesi yansımıyor. Genel başkanların iradesi yansıyor.

O zaman bu kurumlara üye seçme... göstermelik olur.

Genel başkanlar kimi işaret ederse o seçilir.

Böyle bir HSYK ve AYM üyeleri asla bağımsız olmaz.

Genel başkanlara bağımlı olurlar, en azından minnet altında hissederler kendilerini.

Kimse kendini kandırmasın..."

Selçuk konuyu sadece yüksek yargıya meclisin üye seçmesi ile sınırlı tutmuyor.

Meclisteki lider sultasının demokratik rejim açısından sakıncalarına da işaret ediyor; seçim yasasına ve siyasal partiler yasasına dolaylı olarak gönderme yapıyor:

"Onun için diyorum ki Meclisi özgür kılacaksınız ki oradaki milletvekili genel başkanını eleştirebilsin.

Şimdi eleştirebiliyor mu, hayır.

Erkler ayrılığını tam anlamıyla gerçekleştirelim, herkes görevini yapsın, yasama organı yürütmeyi denetleyebilsin, yürütme organı görevini yapsın, yargı organı da bunların hukuk içerisinde kalmalarını sağlasın..."

* * *

Selçuk, konuşmasının başında da anayasa değişikliği ve yeni bir anayasa yapılması konularına değinmiş.

1982 Anayasası'nın düzeltilemeyecek kadar kötü bir anayasa olduğunu, yeni bir anayasa yazmanın her zaman eski bir anayasayı düzeltmekten daha kolay ve doğru bir iş niteliği taşıdığını vurgulayarak bu iş için tüm ülkeyi temsil edecek bir Kurucu Meclis öneriyor.

Sadece iktidar tarafından tek taraflı olarak yapılacak bir anayasanın referanduma sunulmasına da karşı.

"Ben diyorum ki, 'Tek taraflı bir Anayasa hazırlanmasın. O Anayasa herkesin kabul edeceği, bütün zamanlar için geçerli, sık sık değişmeyecek bir Anayasa olsun.'...

Bunun için de, oy oranı yüzde 1'i geçen bütün siyasal partilerin, sivil toplum örgütlerinin, belli başlı kurumların temsilcileri katılarak bir Kurucu Kurultay oluşturulabilir ve hazırlanacak Anayasa referanduma sunulabilir..."

Siz en iyisi konuşmanın tamamını okuyun.

Gerçekten Türkiye'nin anayasa sorunlarına ve çözüm yollarına ışık tutan görüşler var.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024

Valid HTML 4.01 Transitional