Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
ABDİ İPEKÇİ'DEN HRANT DİNK'E: DERİN DEVLET NEREDE?
Olaylar kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor:
Abdi İpekçi cinayetinden sonra olup bitenler yeniden ortaya döküldü.
Uğur Mumcu'yu bir kez daha andık.
Hrant Dink cinayeti öncesi ve sonrası olanlar ise hâlâ belleklerdeki tazeliğini koruyor.
Her üç cinayeti işleyen tetikçiler de yakalandı.
Ama bu tetikçilerin arkasındaki güçler, cinayet planlarını yapanlar, tetikçilere yardım edenler, hatta İpekçi'nin katilini cezaevinden kaçırıp yeni cinayetlerde kullanmak isteyenler bir türlü açığa çıkartılamadı.
İşin ilginç yanı, olaylar kamuoyunun zaten gözü önünde olduğu için, kimlerin bu sıralarda yetkili ve sorumlu mevkilerde bulunduğu biliniyor.
"Derin Devlet" denilen olgu da esas olarak bu mevkiler bağlamında ele alınan bir kavram:
Yani iddialara göre "Derin Devlet" öyle bir olgu ki, değişen siyasal iktidarlara karşın, devlet içindeki varlığını ve etkinliğini, kimi zaman iktidarları bile etkileyecek, hatta değiştirebilecek bir güçte sürdürüyor.
Şimdi burada bir an durup düşünmek gerek:
Bu "Derin Devletin" mevkileri kimin denetiminde?
Tabii ki siyasal iktidarın.
O halde asıl sorun siyasal iktidarlar ile "Derin Devlet" denilen görevlilerin ilişkisinde ortaya çıkıyor.
Siyasal iktidarlar mı "Derin Devleti" yoksa "Derin Devlet" mi siyasal iktidarları oluşturuyor, denetliyor ve kullanıyor?
Güçlü siyasal iktidarlar bürokrasiyi ve dolayısıyla "Derin Devleti" oluşturur, denetler ve kullanır.
Zayıf siyasal iktidarlar ise "Derin Devletten" etkilenir ve hatta onun oyuncağı bile olabilir.
Koalisyon iktidarları göreli olarak tek parti iktidarlarına göre daha güçsüzdür.
Tek seçim döneminde iktidar olanlar, birden çok seçim kazanarak iktidarını sürdürenlere göre daha zayıftır.
Şimdi AKP iktidarı ile "Derin Devlet" kavramı arasındaki ilişkilere bakalım:
AKP, 2002 yılından beri tek başına iktidardadır.
Sadece hükümet değil, Cumhurbaşkanlığı da uhdesindedir.
Çok uzun süredir Türkiye, AKP iktidarı kadar güçlü bir iktidar görmemiştir.
Her kuruma, her mevkiye istediği kişileri atamıştır.
Her istenen kişi ya da kurum, her yerde her zaman dinlenmekte, izlenmekte ve kayıt altına alınmaktadır.
Bürokrasiye tam anlamıyla egemendir.
İddialar üzerine, asker, sivil ayrımı yapılmadan bütün görevliler yargı önüne çıkarılmaktadır.
Askeri kuruluşların en gizli karargahlarında her türlü araştırma yapılabilmektedir.
Bütün güvenlik ve istihbarat kuruluşları tam bir denetim altındadır.
Özet olarak AKP döneminde siyasal iktidar bütünüyle "Derin Devlete" hakimdir.
Hrant Dink cinayeti 2007 tarihinde işlendi.
Cinayetin failleri olarak tutuklananların, cinayet işlenmeden önce dinlendiği, izlendiği ortaya çıktı.
Cinayet niçin önlenememiştir?
Bu olayda ihmali görülenlerden neden hesap sorulmamaktadır?
Yoksa AKP kendi "Derin Devletini" oluşturmuştur da onu mu korumaktadır?
