Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
ŞAKİR ECZACIBAŞI'NIN ANILARI
Şakir Eczacıbaşı Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli aydınlardan biridir.
İnanılmaz bir bilgi birikimine sahiptir.
Hem evrensel hem ulusal kültürü onun kadar özümlemiş az insan vardır.
Özümlemiş olduğu bu evrensel ve ulusal birikimi, her zaman özgürlüklerden, insan haklarından, demokrasiden yana yorumlamış, kullanmıştır.
Gerçek bir "Hümanist", gerçek bir entelektüeldir.
Akılcılığı her alanda öne çıkarır ve daima rasyonel kararlar alır ama esas olarak bir duygu insanıdır.
Son derece zengin bir iç dünyası vardır.
Gerek Eczacıbaşı Holding'teki başarılı özel girişim yöneticiliği, gerek kültür alanlarında büyük katkı sağlayan yayın ve sinema çalışmaları ona son derece renkli dostluklar kazandırmıştır.
İşte bu renkli aydın, bu namuslu ve yetenekli insan, anılarını kaleme aldı.
Bazı bölümlerini okuma fırsatı bulduğum anılar, hem Şakir Eczacıbaşı'nın yaşadıklarını, dostluklarını, duygularını, düşüncelerini yansıtıyor...
Hem de olayları, dönemin siyasal ve kültürel ortamını son derece akıcı bir dille aktarıyor.
Hem kişiler, kişisel ilişkiler var anılarda...
Hem de adeta bir toplumbilimci gözüyle yapılmış ince, şaşırtıcı ufuk açıcı gözlemler.
Çok rahat okunan bu anıların büyük ses getireceğini, Türkiye'nin siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel tarihine büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.
ASKER ÜZERİNDEN POLİTİKA HER ZAMAN YANLIŞTIR
Sevgili okurlarım, bu ülke asker üzerinden politika yapan sivillerden çok çekti.
Soğuk Savaş döneminde "Antikomünist" sivil politikacılar, sürekli olarak askere dayanmış, askeri darbelere ortam hazırlamış ve bu darbeleri desteklemişlerdir.
Tabii Soğuk Savaş döneminde arkalarında her zaman NATO ve ABD desteği olmuştur.
Bu dönemdeki askeri darbeler içerde sağ politikacılar dışarda da NATO ve ABD tarafından desteklenmiştir.
Türkiye'nin Çok Partili Rejim tarihinin sağ iktidarlar ve askeri darbeler tarafından belirlendiğini söylemek çok yanlış olmaz.
Bunun tek istisnası 27 Mayıs 1960 müdahalesi ve 1961 Anayasası'dır ki, onun da hesabı önce 12 Mart 1971'de görülmüş, sonra 12 Eylül 1980'de de tarihe gömülmüştür.
O zamanlar askerden yana politika yapmak modaydı.
Şimdi askere karşı politika yapmak moda.
O zamanlar NATO ve ABD, askerin arkasındaydı...
Şimdi karşısında.
Bizim (sözde) sivil politikacılar da o zamanlar bu desteğe güvenerek antikomünistlik, anti-solculuk yapar, askerden yana kahramanlık taslarlardı...
Şimdi de yön değiştirmiş olan aynı dış desteğe güvenerek askere karşı kahramanlık taslıyorlar.
Üstelik de bunu demokrasi adına ama demokratik hak ve özgürlükleri yerle bir ederek yapıyorlar.
Hanımlar, beyler, politikacılar, gazeteciler, yazarlar, çizerler...
Lütfen asker üzerinden politika yapmayın.
İster askerden yana, ister askere karşı olun...
Yapmayın!
Bilin ki, ordunun politikaya bulaştırılması ne askere ne sivile, ne vatana ne millete, ne de size hayır getirir.
Çünkü asker üzerinden politika yapmak yanlıştır.
