Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
HAPİSHANEDE YILBAŞI: HIZLAN, DEĞİŞİM, PAMUK VE HAKAN Yeni yılın bu ilk Pazar yazısında yılbaşını hapishanede ve hastanede karşılamanın nasıl bir şey olduğu hakkında bir iki fikir kırıntısı karalayacaktım. Doğan Hızlan'ın "hümanistliğini" yansıtan duygusal yazısı ile Ahmet Hakan'ın Türkiye'deki siyasal ve toplumsal iklim değişikliğini vurgulayan yazısını okuyunca, onların sözleri üzerinden düşüncelerimi aktarmaya karar verdim. Doğan Hızlan'ın 1 Ocak 2010 tarihinde yeni yıl kutlamalarına ilişkin yazdığı "Yumuşak geçiş taraftarıyım" başlıklı yazısında şu satırlar dikkatimi çekti: "...Acıların, ölümlerin, kıyımların, zulümlerin geçen yılda kalmasını dilemek yeni yıla girişte tuttuğum tek dilektir. Türkiye nasıl bu hale geldi? Neden yeni yıl yazıları artık hapishane-hastane ekseninde yazılmaya başlandı? Yoksa ülkemizin siyasal atmosferi artık boğucu bir hapishane havasına mı dönüştü? Sanıyorum bu konudaki değişimin anahtarını, laikleri demokrat olmamakla eleştiren Orhan Pamuk'a bir mektup yazarak "demode oluyorsun" uyarısı yapan Ahmet Hakan açıklıyordu: Yine 1 Ocak 2010 tarihli olan yazının şu satırları, Türkiye'nin AKP iktidarı döneminde yaşadığı değişimi yansıtıyordu: "...Ama Orhan Pamuk Bey, siz buralardan bir parça uzaklaştıktan sonra... Aslında Orhan Pamuk'un yanılgısı, Türkiye'de kendine "aydın" diyen ama AKP iktidarının paralelinde "tatlı su aydınlığı" yapan kesimin ortak yanılgısıydı: Bunlar sahte bir "Demokrasi Havarisi" rolü oynarken, somut siyasal baskılara, hapishanelerde yatanlara, yargılanan gazetecilere ve yazarlara, el konulan gazete ve televizyonlara sırtlarını çevirip, yanlış bir "laik-muhafazakar" çekişmesini, olmayan bir darbe tehdidi üzerinden iktidar adına savunuyorlardı. İktidarlara sığınarak, hele hele uygulamalarıyla temel hak ve özgürlükleri tehdit eden iktidarlara yamanarak "aydın" olunmaz, olunamaz! Doğan Hızlan'ın ve Ahmet Hakan'ın 2010 yılının başındaki "Aydınlıkları" Nobelli yazarımız Orhan Pamuk'tan çok ilerdedir. Bu çelişki, sanatçı-edebiyatçı olmakla "Aydın" olmak arasındaki farkta yatmaktadır: Nobel almak çok ama çok zordur. Her "Aydın" Nobel alamaz! "Aydın" olmak çok daha kolaydır. Ama her Nobel alan da her zaman "Aydın" olamaz! |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 10 Şubat 2025