Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

KILIÇDAROĞLU'NUN YENİ CHP'Sİ NE YAPABİLİR: ÖNCE SEÇİM GÜVENLİĞİ
 

Kitle partilerinden, hele hele iktidarda olan veya iktidar adayı olan partilerden beklentiler çok çeşitli, kimi zaman çelişik ve her zaman çok fazladır.

Siyaset esas olarak kaynak tahsisi, daha açık deyimle gelir ve servet bölüştürme sanatıdır.

Ama her şeyden önce kullanılacak kaynakların üretilmesi, üretimin hem verimlilik hem de hacim açısından arttırılması gerekmektedir.

Her siyasal parti, özellikle seçim dönemlerinde, üretimi nasıl arttıracağına ve kaynakları nasıl bölüştüreceğine ilişkin projelerini, programlarını açıklar...

Bunların cazibesi, inandırıcılığı oranında da oy alır.

Bunlar işin genel ilkeleri.

* * *

Türkiye'nin özel durumu ise 2011 seçimlerinde biraz farklı görünüyor:

Elbette yine geçim sıkıntısı, işsizlik sorunu seçmenin gündeminde ilk sıralarda.

Ama Türkiye'de Soğuk Savaş'ı izleyen Yirmibirinci Yüzyılın başından beri bağıra bağıra gelen, uluslararası ve ulusal platformlarda yıllardır yazılan, çizilen konuşulan, tartışılan iki çok önemli sorun var:

Bunlardan birincisi, değişen dünya ve Ortadoğu dengeleri çerçevesinde Türkiye'ye biçilen ve dayatılan bir yeniden yapılanma...

Kısacası, ülkenin varlığı, bütünlüğü ve hatta sınırları ile ilgili yeni dayatmalar, gelişmeler, durumlar.

Tabii terör sorunu da bunun bir parçası, hatta bir göstergesi.

İkincisi ise, yine 2000'li yılların başından beri, AKP'nin iktidara gelmesiyle başlayan bir rejim sorunu.

Rejim sorunu da iki yönlü görünüyor:

Rejim sorunun birinci yönü, medya özgürlüğü, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, halkın mal ve can güvenliğinin, özgürlüğünün adalet ve güvenlik mekanizmaları tarafından güvence altında olması gibi demokratik rejimin temel ilkelerinin zedelenmesi...

Rejim sorununun ikinci yönü ise, insanların yaşam tarzlarının baskı ve tehdit altında olması.

Bütün bu sorunları tek cümlede toplamak gerekirse...

Türkiye'nin önündeki seçim gündemini, "Geçim derdi, işsizlik, terör, ülkenin bütünlüğü, insanların özgürlük ve güvenlikleriyle birlikte, yaşam tarzlarının da tehdit altında olması" biçiminde tanımlayabiliriz.

İşte bu gündem CHP'den beklenenleri de özetliyor:

Halkın, güvenlik ve özgürlük kaygılarını giderecek hukuksal ve idari düzenlemeleri yapmak...

Halkın, tehdit altında gördüğü yaşam tarzını koruyacak önlemleri almak...

Geçim derdine ve işsizliğe çare bulmak...

Terörü durdurmak...

Yolsuzlukları önlemek...

Ve bütün bunları, ülkenin bütünlüğünü koruyarak, demokratik rejimi geliştirerek gerçekleştirebilecek inandırıcı bir yaklaşım içinde bütünleştirmek!

* * *

Tabii buraya kadar söylediklerim bir ön koşula bağlıdır:

Ülkede, özgür, adil ve şeffaf bir seçimin gerçekleştirilebilmesi...

Seçmen tercihlerinin hiçbir baskı altında olmadan ve çarpıtılmadan sandığa yansıtılabilmesi...

Ve sandık sonuçlarının da hiçbir şaibeye yer vermeyen bir şeffaflıkla ilan edilebilmesi...

Bu sonuçların Meclis'e eşit ve adil bir biçimde taşınabilmesi... "

Milli iradenin tecellisi" için önkoşullardır!

CHP'nin önündeki en ivedi sorun seçim güvenliğinin ve şeffaflığının sağlanmasıdır.

Kılıçdaroğlu Pazartesi günü Hürriyet'te yayınlanan demecinde şunları söylemiş:

"Önümüzdeki 6 ayda seçim ve hukuk alanında önemli işlerimiz var.

Sandıklara hakimiyet, itirazlar, görevlilerin bilgilendirilmesi gibi.

Süheyl Batum Hoca'yı bu nedenle genel başkan yardımcılığına aldım."

Bu sözler seçim güvenliğinin sağlanması için umut verici görünüyor.

Dilerim AKP iktidarının yol açtığı "Demokratik rejim bunalımı", bir "seçim güvenliği" sorununa dönüşmez!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional