Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
KILIÇDAROĞLU DOĞRU YOLDA MI?
Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olalı beri her kafadan bir ses çıkıyor:
Hayatında hiç CHP'ye oy vermemiş ve vermeyecek olanlar...
Faşist liberaller...
Dönek solcular...
Liberallik kisvesi altında dincilik yapanlar...
Etnikçi siyaset güdenler...
İktidar yandaşları...
AKP'li politikacılar...
CHP'ye akıl veriyor!
Söylenenlere, yazılanlara yakından bakıldığında bütün önerilerin AKP'ye ve onun yüzüne gözüne bulaştırdığı politikalara destek vermeye dönük olduğunu görüyoruz:
Kısacası "İktidara sadık" bir muhalefet öneriliyor.
Adeta, dinci-mezhepçi ve etnikçi bir siyaset modeli dayatılıyor... "
Niçin hiç Alevi demiyor?.."
"Niçin hiç Kürt demiyor?.."
Diye sorgulanarak baskı altına alınmaya çalışılıyor.
Kılıçdaroğlu bugüne dek bu tuzaklara düşmedi.
Gayet kararlı ve soğukkanlı bir biçimde tüm politikalarını temel hak ve özgürlükler üzerine kurdu.
Dünkü Hürriyet'e verdiği demeçte de çok doğru şeyler söylemiş...
Alevi ve Kürt vurgusu yapması isteyenlere şu yanıtı vermiş:
"Böyle bir lüksümüz yok. Herkesle ilgileniyoruz.demiş.Etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapmamaya kararlıyım.
Önemli olan aydınların, ilgili kesimlerin ortak tepki vermesidir"
Kılıçdaroğlu etnikçi ve mezhepçi siyasetin hem geçmişteki hem de bugünkü çıkmazlarının son derece bilincinde görünüyor:
"Hem 31 yıl önce, hem de geçen hafta Kahramanmaraş'ta yaşananları kim savunabilir ki...İktidar bile savunamıyor.
Pek çok yerde yaşanan acı tablolar var. Bunları tümünü de kim savunabilir ki?
Ancak önemli olan siyasilerden daha çok, toplumun ortak paydalarını oluşturacak aydınların ve ilgili kesimlerin ortak tepki vermelerini sağlamaktır.
Çünkü bunlar birer insanlık sorunu, Türkiye'nin sorunu.
Böyle olmalı ki kimse acılara, dramlara tarafmış gibi görünmesin.
Ortak tepki verip bir daha böylesi dramların yaşanmaması sağlanmalı."
Görüldüğü gibi Kılıçdaroğlu etnik ve mezhepçi politikaları bilinçli olarak reddetmekte, yaklaşımını temel insan hak ve özgürlükleri üzerinde oluşturmaktadır.
Türkiye'nin çok ciddi bir rejim sorunu var.
Bu sorun, demokrasinin ve insan haklarının "Demokratik laik ve sosyal hukuk devleti" çerçevesinde geliştirilmesiyle aşılabilir.
Rejim sorununu çözmeye yönelik politikaları etnik çizgiye ya da mezhep çizgisine oturtmak, işi daha baştan çözümsüzlüğe götürür...
Üstelik yeni ve daha ciddi sorunların ortaya çıkmasına da yol açar.
Nitekim AKP'nin "Açılım politikalarının" başarısızlığı, sadece bu politikaların kötü yönetilmiş olmasından değil, yapılan böyle bir stratejik yanlıştan da kaynaklanmaktadır.
Kılıçdaroğlu, CHP'de oluşturduğu yeni yönetim kadrosu ve önerdiği reformların kaynakları konusunda da önemli ve anlamlı açıklamalar yapmış.
Şimdilik inandırıcı ve güven verici bir imaj çiziyor.
Dilerim bu çizgisi hep böyle devam eder.
