Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

ORTA SAĞ DİNCİ KUŞATMAYI YARABİLECEK Mİ?
 

Sevgili okurlarım, Türkiye'de siyaset, toplumsal yapıyı, toplumun farklı kesimlerini, değişik özlemlerini Meclis'e hiçbir zaman tam anlamıyla yansıtamadı.

Bunun çeşitli nedenleri var.

Tabii birinci neden askeri müdahaleler.

1960, 1971 ve 1980 yıllarındaki müdahaleler, siyaseti baskı altına aldı.

İkinci neden dış dinamik.

Sadece sivil siyasetin dışa bağımlılığı değil, aynı zamanda askeri müdahalelerin arkasındaki Amerikan desteği, Soğuk Savaş gibi dış dinamik ögelerini sürekli olarak iç dinamiğin önüne çıkardı.

Üçüncü neden demokratik kültürün ve demokratik kurumların yeterince gelişmemiş ve yerleşmemiş olması.

Ne seçmende demokratik kültür gelişmiş ve yerleşmiş...

Daha da önemlisi, ne de seçilen yöneticilerde!

Dördüncü bir neden, siyasal partiler ve seçim yasalarındaki eksikler, yanlışlar.

Yukardaki üç nedenin sonucu olarak, siyasal partiler despotik liderlerin yönetimine giriyor...

Parti içi demokrasi, adil temsil, seçmen iradesinin temsili gibi sorunlar bir yana itiliyor...

Yapılan seçimlerdeki sınırlamalar ve kısıtlamalar sonunda "Milli İrade" bütün nitelikleri ve renkleriyle Meclis'e yansımıyor.

Etnik ve dinsel farklılıklar eksenini bir yana bıraksak bile, siyasal ve ideolojik farklılıklar birbirinden ayrışmıyor...

Birbirinin içinde eriyip gidiyor.

Böylece Meclis'teki siyasal yelpaze, bir türlü toplumu yeterince temsil edemiyor.

* * *

AKP iktidarı bir sağ koalisyon olduğu için, şimdilik solu bir kenara bırakıp sağdaki duruma bakmak istiyorum.

1975'e kadar Türkiye'de sağ siyaset üç çizgide yapılıyordu:

Orta (Liberal) sağ.

Dinci sağ.

Milliyetçi sağ.

1975 yılına geldiğimizde, Orta sağın temsilcisi olarak Demirel'i, Dinci sağın temsilcisi olarak Erbakan'ı, Milliyetçi sağın temsilcisi olarak da Türkeş'i görüyoruz.

Orta sağın kendi içinde, Demirel ve Bozbeyli çizgisinde Adalet Partisi ve Demokratik Parti olarak bölünmesi sonunda Ecevit'in CHP'si seçimlerden birinci parti olarak çıktı ve Erbakan'ın Dinci sağı ile koalisyon yaparak iktidara geldi.

Kıbrıs harekatından sonra bozulan bu koalisyonun yerine yeni hükümet bir türlü kurulamadı.

Çünkü Bozbeyli söz verdiği halde yeni hükümet konusunda Ecevit'i yarı yolda bırakmış, bunun üzerine de Ecevit Başbakanlıktan ayrılmış...

Orta (Liberal) sağ, Dinci sağ ve Milliyetçi sağ aynı oy deposundan beslendikleri, birbirlerinin rakibi oldukları için bir türlü bir araya gelememişlerdi.

Normal siyaset sorunları çözemeyince Sadi Irmak Başbakanlığında geçici bir hükümet kurulmuştu.

Bu arada Soğuk Savaş mantığı, iç ve dış güçler halinde devreye girmiş, Liberal sağ, Dinci sağ ve Milliyetçi sağ, "Antikomünizm" çizgisinde uzun müzakere ve pazarlıklardan sonra ittifak ederek "Milliyetçi Cephe" hükümetini gerçekleştirmişlerdi.

Tarihte "Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti" olarak adlandırılan bu ittifak, Türkiye'yi 12 Eylül 1980 askeri darbesine ve bugünkü AKP iktidarına taşıyan sürecin başlangıcıydı.

* * *

Bu sürecin çok önemli sonuçlarından biri 1970'lere kadar Orta sağın şemsiyesi altında etkinlik gösteren Dinci sağın güçlenerek Orta sağı kendi ipoteği altına alması oldu.

Tabii Dinci sağın iktidar olmasında ve Orta sağı kendi ipoteği altına almasında, Erdoğan ve arkadaşlarının Antiemperyalizmi ve Anti Amerikancılığı terk etmeleri gibi, Orta sağın yolsuzluklardan çok yıpranmış olması ve liderlik beceriksizlikleri gibi, ABD'nin ve AB'nin desteği gibi başka faktörler de var...

Ama sonuç olarak bugün Türkiye'deki siyasetin en önemli sorununun, Orta (Liberal) sağın kimliksizliği ve Meclis'te temsil edilememesi olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye'de siyasetin normalleşmesi için Orta sağın yeniden toparlanması, Dinci sağın ipoteğinden kurtulması ve Meclis'e girmesi gerekmektedir.

Şimdi anlaşılan Abdüllatif Şener de bu toparlanma için kollarını sıvamış...

Sabahattin Önkibar'ın Perşembe günü Yeniçağ'da yazdığı yazıdan öğrendiğimize göre sağın öteki liderleriyle temasa başlamış.

Bakalım, bu toparlanma gerçekleşebilecek mi?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional