Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
WİKİLEAKS: ABD "HER ŞEYİN FARKINDA" MI YOKSA "GÜLHANE PARKINDA" MI?
WikiLeaks'in yayınladığı ve yayınlamaya devam edeceğini belirttiği belgeler, iktidar ve iktidar yandaşı medya mensupları tarafından olabildiğince küçümseniyor...
Çünkü belgelerde gerek AKP iktidarı, gerekse bu iktidarın lideri ve önde gelenleri hakkında son derece rahatsız edici iddialar, küçümseyici, hakaret içeren ifadeler var...
Bu iddiaları ve ifadeleri görmezden gelenler, ABD'nin dış politikasının sadece bu belgelere dayalı olarak oluşturulmadığını, bu belgelerin kimilerinin doğru olmayan bilgiler içerdiğini ve asıl politikanın Washington'daki uzmanlar tarafından belirlendiğini öne sürüyorlar.
Esas olarak bu iddia doğru ama bu belgelerin açığa çıkardığı veya tartışmaya açtığı önemli bazı noktalar da var...
Bunların bir bölümü "malumu ilam"...
Bir bölümü ise, Başbakan'ın, şiddetle yalandığı, İsviçre'de bulunduğu öne sürülen banka hesaplarına ve İran'dan patlayıcı alındığına ilişkin olanlar gibi önemli.
WikiLeaks'in yayınladığı belgelerin ortaya koyduğu ve tartışmaya açtığı önemli noktaları şöyle özetlemek olanaklı:
1) Amerika Birleşik Devletleri gizli belgelerini koruyamıyor...
Koruyamadığı gibi önceden haber aldığı sızıntıları da engelleyemiyor.
2) ABD, başta Türkiye olmak kaydıyla, ilişkide olduğu (ilişkide olmadığı ülke var mı?) bütün ülkelerde olup bitenleri sadece resmi kaynaklardan ve gazeteler, televizyonlar gibi açık istihbarattan değil, aynı zamanda özel temaslardan, toplantılardan, dedikodulardan da izliyor, rapor ediyor.
Washington böylece her olasılığı değerlendirebilecek bir biçimde (değerlendirip değerlendirmediği ayrı bir konu) bir ülkede olup biten her şeyi öğreniyor.
3) Türkiye açısından AKP iktidarının tam bir değerlendirilmesi, bütün dedikodular dahil, Amerikalılar tarafından yapılmış:
İktidarın İslamcı gündemi...
Yolsuzluklara bulaşmış olması...
Yöneticiler hakkındaki iddialar...
AKP ile askerlerin ilişkileri...
AKP ile yargının ilişkileri...
AKP içindeki rekabet ve dedikodular...
Türkiye'nin dış politika manevraları, özellikle de Orta Doğu'daki ve Kafkaslardaki stratejisi...
Amerikalıların gayet iyi bildikleri ve izledikleri konular.
4) Ülkede olup bitenleri izlerken kişilerin, şirketlerin isimleri, unvanları, ilişkileri birbirine karıştırılıyor.
Bilgilerin kişiselliği ve nesnelliği konusunda hiçbir titizlik ve denetim yok.
Sadece ilişkilere ilişkin dedikodular vurgulanıyor, öteki hatalar ihmal ediliyor; bu da tabii bilgilerin güvenilirliğini önemli ölçüde zedeliyor.
5) Amerika, AKP ile Gülen Cemaati arasındaki ilişkinin son derece farkında ve bilincinde (Nasıl olmasın ki, Gülen zaten ABD'de yaşıyor).
İlginç bir biçimde Hanefi Avcı olayı da bu ilişkilere bağlanıyor:
Gülen Cemaati mensubu Avcı'nın yolsuzluk iddiaları hakkındaki soruşturmalarının AKP'nin içine uzanmasından dolayı tasfiye edildiği belirtiliyor.
6)İlginç bir nokta da WikiLeaks belgelerinin Silivri'deki davaların iddianamelerini akla getirmesi; Ertuğrul Özkök ve Cüneyt Ülsever bunu açıkça yazdı.
İsimler, dedikodular, söylentiler birbirini tutmasa ve gerçeklere uygun olmasa da ilişkiler temelinde Amerika'nın her sorunu izlediği anlaşılıyor.
Bu açıdan Amerika'nın, AKP iktidarının içte ve dışta yarattığı sorunlar bakımından "Her şeyin farkında" ama isimler, kişiler ve somut olaylar konusunda "Gülhane Parkında" olduğunu belirtebiliriz.
Sonuç olarak da AKP'ye verilen desteğin, bilgi eksikliğine dayalı cehaletten değil, Türkiye'ye biçilen "Ilımlı İslam Devleti" rolünün empoze edilmesine yol açan değerlendirme yanlışlığından kaynaklandığı ortada!
