Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

ERDAL BEY'İ, ŞAKİR'İ VE İLHAN BEY'İ ÇOK ÖZLÜYORUM
 

Sevgili okurlarım, bugün size üç "Büyük dostumdan" söz etmek istiyorum.

Anma günleri ve yapıtları dolayısıyla her üçü de bugünlerde yine güncelleşti...

İçinde yaşadığımız bu bunaltıcı günlerde yine yaşamlarımıza ışık ve umut verdi.

Ben onları "dostum" olarak gördüm.

Onlar beni nasıl gördüler bilmiyorum: "Genç bir dost" olarak mı...

Konuşabilecekleri, duygu ve düşüncelerini paylaşabilecekleri bir "arkadaş" gibi mi...

Yoksa daha "yontulmaya muhtaç", ama "istidatlı" ve "eğittikleri" bir "genç" olarak mı?

Çünkü en gençleri Şakir bile benden on yaş büyüktü.

Ama beni "eğittikleri" bir gerçek.

Onların her birinden ayrı ayrı öğrendiklerimin biri bile, pek çok kişinin bütün bir hayat boyunca öğrendiklerine bedel olabilir.

* * *

Önce Erdal Bey'i yitirdik.

Sonra Şakir'i.

Daha sonra da İlhan Bey'i.

Bir anlamda Türkiye öksüz kaldı.

Ben de kendimi çok yalnız hissediyorum!

* * *

Erdal İnönü.

Doğumu, 6 Haziran 1926, Ankara.

Ölümü, 31 Ekim 2007, Houston.

81 yıl yaşadı.

Şakir Eczacıbaşı.

Doğumu, 1929, İzmir.

Ölümü, 24 Ocak 2010, İstanbul.

81 yıl yaşadı.

İlhan Selçuk.

Doğumu, 11 Mart 1925, Aydın.

Ölümü, 21 Haziran 2010, İstanbul.

85 yıl yaşadı.

* * *

Onlar kelimenin tam anlamıyla "Büyük" insanlardı.

Kendilerini düşünmeye, yazmaya, üretmeye, ülkelerine, halklarına hizmet etmeye ve bütün insanlığa adamışlardı.

Her biri değişik ve olağanüstü kişilik özelliklerine sahip olan bu insanların iki ortak noktası vardı:

Sanat, edebiyat, felsefe ve kendi meslekleriyle ilgili müthiş bir bilgi birikimi...

Ve insana verdikleri değer.

* * *

Onlarla konuşmak, onlarla tartışmak, onlarla yaşamı paylaşmak, tadına doyulmaz, sonsuz bir zevk, baha biçilmez bir eğitimdi.

Yaşama bakışları, insanları değerlendirişleri, tutum ve davranışları, kendileri hakkındaki düşünceleri, konuşmaları, söyleşileri, yazıları, konferansları...

Kriz anlarındaki tepkileri...

Kriz çözme yöntemleri...

Zafer ve yenilgi karşısındaki tutumları...

Mutluluk ve öfkelerini denetleyişleri, dışa vuruşları...

Her biri üniversitede bir doktora hocası gibiydi benim için.

* * *

Aslında yetiştiriliş tarzları, meslekleri, yaşam biçimleri ve tabii kişilikleri birbirine pek benzemezdi.

Ama hepsi "Cumhuriyet döneminin" ürünüydü...

1930'larda büyümüş...

Çok partili düzeni başka başka açılardan, farklı biçimlerde etkilenerek yaşamış...

Ve Türkiye'yi Yirmibirinci yüzyıla taşıyan harca katkıda bulunmuş kişilerdi.

* * *

Erdal Bey, cenazelere gitmeyi bir görev sayardı...

Şakir sadece zorunlu olanlara giderdi...

İlhan Bey artık hiçbir cenazeye gitmiyordu...

Ben üçünün de cenazesine gittim...

Ağladım...

Onlara değil...

Sevinç Hanım'a, Sebla Hanım'a, Ülfet Hanım'a...

Ülkeme...

Ve kendi yalnızlığıma!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024

Valid HTML 4.01 Transitional