Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
SURELER ÜZERİNDEN YAPILAN SİYASET VE CHP'YE YOL GÖSTERENLER
Din referanslı siyasete Egemen Bağış da katıldı.
MHP'nin Ani harabelerindeki namaz eylemine bir sure ile eleştiri yöneltti.
Bahçeli bu eleştiriye çok sert bir yanıt verdi.
Bu arada Egemen Bağış'a pek çok yerden yine surelerle yanıt geldi...
Böylece Türkiye'deki siyasette, Kuran üzerinden bir atışma başladı.
Tabii Allah'ın kelamını genel ve özel bağlamından çıkarıp bin türlü yere çekmek olanaklı.
Sanıyorum her ideolojiden insan, bu "bağlam dışı" yorum yöntemini kullanarak Kuran'dan çok çeşitli görüşler için destek arayabilir.
Bu "bağlam" dışı yorum yönteminin, yani bir sözcüğün, bir cümlenin, bir sözün, bir emrin veya bir yasağın, ne amaçla, hangi çerçevede söylendiği dikkate alınmadan yorumlanmasının, kullanılmasının çok yanlış olduğunu düşünüyorum.
Genellikle otoriter ve totaliter rejimlerin bir insanı veya bir grubu suçlamak için kullandıkları bu yöntem, son zamanlarda Türkiye'deki bazı ünlü davalarda da başvurulan bir araç oldu.
Bazı gazetecilerin, yazarların, asker veya sivil görevlilerin yaptıkları konuşmalar, yazdıkları notlar "bağlam dışı" kullanılarak, kimi zaman da montajlanıp saptırılarak "suç unsuru" diye mahkemelere getiriliyor.
Tabii büyük bir dinin kaynak kitabı olan Kuran-ı Kerim'in, yani Allah'ın kelamının siyasete böyle alet edilmesi çok üzücü.
Sanıyorum bütün müminlerin karşı çıkması gereken bu "bağlam dışı" değerlendirme veya "bağlam dışı" olmasa bile Allah'ın sözlerinin günlük politikaya alet edilmesinin günümüzdeki baş sorumlusu AKP iktidarıdır.
Ulusal ve uluslararası davalarda, "Ulemaya sorun" diyerek güncel siyasette ve hem ulusal hem evrensel hukukta din kurallarını işaret eden politikacı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Tabii Başbakan'ın tavrı açıkça belirlendikten sonra AKP içindeki politikacıların ve AKP yandaşı yazarların bu yolda ilerleyeceklerini tahmin etmek zor değildi.
Bu arada dikkat çekici bir başka olay daha yaşanıyor:
"Kılıçdaroğlu rüzgarıyla" değişimi ve umudu yakalayan CHP'ye yol gösteren iktidar yandaşı yazarların sayısı iyice arttı.
Bunlar genel olarak CHP'yi, AKP çizgisine çekmeye çalışan öneri ve yorumlar yapıyorlar.
Böylece hem AKP'nin "haklılığını" vurgulamaya, hem de iktidarı, Ana muhalefetle konsolide etmeye çalışıyorlar.
Kılıçdaroğlu bugüne kadar bu tuzağa kulak asmadı:
Kürt ve Alevi sorunlarında etnik ve mezhepsel kimlik tuzağına düşmedi...
Türban sorununda, bu sorunun otoriter ve şekilci bir din istismarından kaynaklandığını göz ardı etmedi.
Doğrusu bugünden sonra da bu tuzaklara düşeceğini tahmin etmiyorum.
CHP'nin genel çizgisi ve hedefi bellidir:
Her türlü din, mezhep, etnik köken istismarlarından uzak, sağlam bir sınıfsal çözümlemeye dayanan, evrensel insan hakları, demokrasi, laiklik ve hukuk devleti ekseninde, Sosyal Devlet anlayışını yeniden gündeme getiren, gerçekçi ve umut vadeden projeler üretmektir bu hedef.
Bu hedefte sure tartışmalarının da, dinin günlük politikada istismarının da, AKP'ye stepne olmanın da yeri yoktur.
CHP, Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde, tarihsel kimliğine uygun olarak, demokrasi yönündeki değişimci ve dönüştürücü rolünü yeniden üstlenmektedir.
