Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

TÜRKİYE'NİN SORUNU: DÜNYADAKİ SİYASET VE İDEOLOJİ ÇELİŞKİSİ


 

Sevgili okurlarım, Türkiye'yi pençesine alan, hepimizi bunaltan, gelecek için kötümser olmamıza yol açan içinde yaşadığımız kargaşa ortamı aslında çok basit bir çelişkiden kaynaklanıyor.

Bu çelişkiyi anlayabilirsek...

Bu çelişkiyi çözecek yöntemleri saptayabilirsek...

Bu kargaşadan, bu bunalımdan en az zararla, istikrarlı, müreffeh ve mutlu bir topluma doğru umut dolu olarak çıkabiliriz.

* * *

İnsanlık tarihi aslında bir "kaynak savaşları" tarihidir.

Gerek toplumlar ve devletler, gerekse sınıflar, gruplar ve bireyler, bütün yaşamlarını "üretim kaynakları üzerindeki bir savaşa" adamışlardır.

Bireysel düzeyde bu savaşın adı "geçim derdidir".

Aynı kavga gruplar ve sınıflar açısından, yani ortak bir noktaları olan ve bu noktanın bilincine varmış olan insan toplulukları için de geçerlidir.

Bireylerin, grupların ve sınıfların kavgaları önce içinde yaşadıkları toplumun kaynaklarıyla sınırlıdır.

Bu kavganın bir ülkenin sınırlarını aşması, bireyler açısından çok zor, gruplar açısından biraz daha kolay, sınıflar açısından ise en kolaydır.

Ülkeler açısından "Kaynak edinme savaşı" yani "yaşam kavgası" ise, devletler arasındaki silahlı ya da silahsız savaşlar olarak meydana gelir.

* * *

Üzerinde büyük bir savaş kopan "üretim kaynakları", önce toprağa dayalı, sonra, fabrika üretimine dayalı, şimdi de enerjiye ve bilgiye dayalı bir biçimde gelişmiştir.

"Üretim kaynaklarını" denetlemeye dayalı olan savaşlar her dönemde değişik ideolojilerle yapılmıştır.

Tarım döneminde, toprak kazanmaya ve korumaya yönelik "kaynak savaşları" ideoloji olarak din adına...

Sanayi döneminde ham madde ve pazar üzerindeki "kaynak savaşları" ideoloji olarak milliyet adına...

Bugünkü bilişim döneminde, enerji ve bilgi edinmeye dayalı "kaynak savaşları" ideoloji olarak demokrasi adına yapılmış ve yapılmaktadır.

Tabii bütün bu ideolojiler, büyük kitleleri seferber etmeye yönelik inançlardır...

Akıllara olduğu kadar, belki de ondan daha fazla duygulara hitap etmektedir..

Çünkü sonuçta insanları, "kaynak denetimi" için savaşa, ölmeye ve öldürmeye yöneltmek zorundadır.

* * *

Tarım dönemindeki "kaynak savaşlarının" ideolojisi olan din de, sanayi dönemindeki "kaynak savaşlarının" ideolojisi olan milliyet de birer "kimliktir".

Daha açık bir deyişle, her iki ideoloji de birer "kimlik ideolojisidir":

Dolayısıyla bu ideolojiler, insanların "ne yaptığıyla" değil, "kim olduğuyla" ilgilidir.

İşte çelişki tam bu noktada ortaya çıkıyor:

Günümüzdeki egemen ideoloji olan "demokraside" insanların "kim olduğu" değil, "ne yaptığı" önemlidir.

Demokratik devlet, vatandaşlarına karşı, din, ve milliyet açısından "kör olan" bir devlettir.

Çelişki bu noktada belirginleşmektedir:

İster "kaynak savaşı" yapın, ister birey, grup, sınıf ve toplum düzeyinde "yaşam savaşı" verin, bu savaşı günümüzde demokrasi yerine, "kimlik ideolojileri" olan din ve milliyet üzerinden yaparsanız, hem zamanın ruhuna ters düşersiniz...

Hem de demokrasiyi güçlendirmek yerine onu zayıflatır, böler, parçalar, hatta işlemez hale getirirsiniz.

* * *

Türkiye'deki "yaşam kavgasını", bölüşüm savaşını ve siyaseti kimlikler üzerinden yapmak en büyük yanlıştır.

Çünkü günümüzde insanlar artık "kim olduklarına" göre değil, "ne yaptıklarına" göre değerlendiriliyor.

"Kimlik ideolojisine" dayalı demokrasi olmaz.

Türkiye bu çelişkiyi çözmedikçe huzura kavuşamaz, geleceğe umutla bakamaz!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional