Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

TERÖRÜN 25 YILDA YAPAMADIĞINI...


 

Türkiye yaklaşık 25 yıldır PKK terörüyle uğraşıyor...

Teröristler tarafından 25 yıldır Türklerle Kürtleri birbirine düşürmek, kardeşi kardeşe düşman etmek için her şey denendi...

Karakollar, köyler basıldı...

Kent meydanlarında bombalar patlatıldı...

Masum insanlar, kadınlar, çocuklar bebekler katledildi...

Sadece Doğu ve Güneydoğu illerimiz ve kırsal alanlarımız değil, büyük kentlerimiz, meydanlarımız, alış veriş merkezlerimiz savaş alanına döndürüldü.

Ama Türk vatandaşları, Anadolu ve Trakya halkı, Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle, Alevisiyle, kadınıyla erkeğiyle, okumuşuyla, okumamışıyla birbirine düşman olmadı...

Birbirine kin ve nefretle bakmadı...

Komşu komşuya, halk esnafa, esnaf halka ayrımcılık yapmadı.

Bir yandan terörle mücadele edildi...

Öte yandan ülkede barış ve kardeşlik korundu.

* * *

Ne zaman ki iktidar "Kürt Açılımı" veya "Demokratik Açılım" dediği projeyi başlattı...

İşte o zaman terörün yeşertmeyi başaramadığı nifak tohumları filizlenmeye başladı.

İzmir, Çanakkale gibi uygarlıklarıyla ünlü Batı illerimizde bile insanların birbirlerine etnik kökenlerinden dolayı kuşkuyla bakmaya başladığı...

Siyasal ve etnik farklılıkların kitlesel eylemler biçiminde dışa vurulduğu olaylar görülmeye başladı...

Yıllardır, terörün bölücü, yıkıcı, kin ve nefret uyandırıcı çabalarına karşın korunan toplumsal barış tehlikeye girdi.

* * *

Her zaman söyledim ve yazdım:

Bir ülkenin, bir toplumun bölünmesi, parçalanması sayıca veya siyasal olarak azınlıkta olan grubun veya grupların iradesiyle olmaz, olamaz...

Ancak bir ülkedeki, bir toplumdaki sayısal veya siyasal çoğunluk isterse, o ülke, o toplum bölünebilir...

İşte bu nedenle ayrılıkçı akımlar teröre başvurur:

Topluma kin ve nefret tohumları ekmeye, düşmanlık yaratmaya çalışır...

Amaç, toplumdaki insanları canlarından bezdirmek, birbirine düşman etmek, "Ne olacaksa olsun" dedirtmek ve bu yolla ayrımcılığı gerçekleştirmektir.

* * *

Bir toplumdaki her siyasal, ideolojik ve etnik akımın profesyonel temsilcileri, politikacıları vardır...

Bunlar demokrasinin vaz geçilmez parçalarıdır.

Bu temsilciler olacaktır ki, çatışmalar, farklılıklar ve bunların yarattığı sorunlar demokratik ilkeler çerçevesinde dile getirilsin ve çözümler üretilebilsin.

İşte tam bu noktada, siyasal partiler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri gibi örgütlenmeler çerçevesinde ortaya çıkan bu temsilcilerin ne yaptığı, ne söylediği, nasıl tavır aldığı büyük önem kazanır.

İktidar, muhalefet, parlamento içindeki ve dışındaki siyasal partiler, sivil toplum kuruluşları, tavırlarını dayatmacılıktan, baskıdan, ayrımcılıktan, bölücülükten, şiddetten, terörden yana mı belirleyecektir...

Yoksa uzlaşma, bütünleşme, barış içinde birlikte yaşama hedefine yönelik çabalar mı egemen olacaktır...

* * *

Şimdi elinizi vicdanınıza koyup söyleyin:

İktidarın "Açılım" projeleri başladıktan sonra toplum daha huzurlu, daha barışçı bir çizgiye mi girdi...

Yoksa daha huzursuz, daha sorunlu mu oldu?

Bu sorunun yanıtı AKP iktidarının "Açılım" konusundaki başarısını ya da başarısızlığını belirleyecektir!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional