Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK: BÖLÜNME Mİ, BÜTÜNLEŞME Mİ? Bir "Tarihimizle yüzleşelim" modasıdır gidiyor... Benim de bu isimde bir kitabım var. Hiç kuşku yok ki yarını görebilmek için bugünü anlamak, bugünü anlamak için de dünü bilmek gerekli. Bu açıdan tarihte gerçekten neler olup bittiğini bilmek önem taşıyor. Tabii tarihin günümüze nasıl yansıdığı, yansıtıldığı da bugünü belirleyen ve yarını biçimlendirecek bir faktör. İşin ilginç yanı, dün olup bitenlerin bugüne yansımaları her zaman tarihin nesnel akışına uygun olmuyor. Toplumlar, mevcut durumlarını, mevcut düzen ve yapılarını meşrulaştırmak için geri dönüp tarihte olup bitenleri de işlerine geldiği gibi yorumluyor, kimi zaman da değişik biçimlerde aktarıyor. Eskiden mutlak yöneticiler, krallar, padişahlar sonra da diktatörler tarafından gerçekleştirilen bu değişik aktarmalar ve gerçeklerden sapan yorumlamalar, zamanımızda çağdaş toplumlarda demokrasi adına artık herkes tarafından yapılmaya başlandı. Tabii bu durum değişik bir yeni sorunu daha ortaya çıkardı: Tarih, nesnel koşullara göre yorumlanmak yerine, çoğunluk kararıyla belirlenmeye başladı. Bir yönetim biçimi olan demokrasinin gerekli nitelik taşıyan ama asla yeterli olmayan koşulu "çoğunluk kararı", tarihin yorumlanmasında da işin içine girince, nesnel tarih yerine öznellik, gerçeklikten sapmalar (üstelik de çoğunluk baskısıyla) egemen olmaya başladı. Uluslararası düzeydeki bir örnek, "Ermeni Soykırımı" yasalarıdır: Ermeni lobisi dünyanın pek çok ülkesinde politikacıları etkileyerek Osmanlıların (Türklerin) Ermenileri soykırıma uğrattıkları konusunda yasalar çıkarttı. Ulusal düzeyde de şu örneği verebiliriz: Türkiye'de Çok Partili Sisteme geçildikten sonra seçimle iktidara gelen ama yaptığı uygulamalarla demokrasiyi rafa kaldıran Demokrat Parti, kendi devamı olan siyasal iktidarlar sayesinde topluma Demokrasi Kahramanı olarak sunuldu. Kanımca şimdi asıl kritik soru şu: Tarihimizle yüzleşmek yöntemi ülkeyi uzlaşmaya, bütünleşmeye, daha güvenli bir topluma doğru yönlendirmek için mi kullanılıyor? Yoksa çatışmaları derinleştirmek, farklılıkları büyütmek, düşmanlıkları körüklemek, ülkeyi bölmek için mi? Tarihimizle niçin yüzleşiyoruz? Ders almak, tarihteki hataları yeniden yapmamak, çağdaşlaşmak, demokrasimizi güçlendirmek, güvenliğimizi pekiştirmek ve refahımızı arttırmak için mi? Yoksa, herkesi birbirine düşman etmek, ortak zenginliklerimizi heba etmek, birlikte yaşama irademizi yok etmek için mi? "Kürt Açılımı"... "Tunceli-Dersim" tartışması... Ve benzeri "tarihimizle yüzleşmeler"... Toplumsal barışa mı hizmet ediyor? Yoksa toplumsal ve siyasal ayrışmayı, düşmanlığı mı körüklüyor? AKP iktidarı Türkiye'yi demokratikleştiriyor mu? Yoksa "demokratikleştiriyorum" diye kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya, Türkü Kürde, Kürdü Türke, Sünniyi Aleviye, Aleviyi Sünniye düşman mı ediyor? <Ğ>Deniz Baykal Salı günü parti grubunda yaptığı konuşmada bu sorunu dile getiriyordu. "Haksızdı" diyebilir misiniz! |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 21 Ekim 2024