Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
SİRMEN VE AŞIK'TAN SİLİVRİ DAVASI YORUMLARI VE BİR FOTOĞRAF
Sevgili okurlarım, Avrupa Birliği ilerleme raporu dolayısıyla Silivri'deki dava bir kez daha gündeme geldi.
Kıdemli yazarımız, deneyimli mahpus Ali Sirmen bu konudaki görüşlerini 16 Ekim'de "Demokrasi Cuntayı Nasıl Yargılar" başlığıyla yazdı.
Biliyorsunuz, Ali Sirmen 12 Eylül askeri darbesi tarafından "Barış Davası" dolayısıyla tutuklanmış, alabileceği azami ceza olan 3,5 yıl hapiste kaldıktan sonra hüküm giymeden salıverilmişti.
Bakın Sirmen, AB raporunun Silivri'deki dava konusundaki saptamalarına "komik" dedikten sonra davayı nasıl anlatıyor:
"İnsanların tedbir olan tutuklama yoluyla yargısız infaza tabi tutulduğu...
Savcılığın yapması gereken soruşturmayı polisin yaptığı...
Kişilerin özel yaşamlarına ve kişilik haklarına, yargı adına, yasaya aykırı şekilde tecavüz edildiği...
Yalnız şüpheliler ile sanıkların değil, herkesin ve kuruluşların telefonlarının dinlendiği...
Burs alan öğrenciler ile burs veren kişilerin Fethullahçı polis tarafından mimlendiği...
Burs dosyalarının suç delili muamelesi gördüğü...
Yargı bağımsızlığının çiğnendiği...
Özel mahkemelerin ihdas edildiği...
O özel mahkemenin başkanının bile kendi telefonunun dinlenmediğinden emin olmadığını söylediği...
Kimi sanıklar hakkında iddianın hoşuna gitmeyen tahliye kararları veren yargıçların, kendilerini kurumsal baskı altında hissettiklerini söyledikleri...
Bir dava."
Sirmen'in bu saptamalarını okuduktan sonra dün, Melih Aşık'ın Milliyet'te bu konuda yazdıklarına bir göz atalım:
"Önceki gece Samanyolu TV Haber'de Prof. Mümtazer Türköne bir soru üzerine 'Genel affın zaman içinde çıkmasının zorunlu olduğunu ve kanunda kişiye özel ayrım olamayacağını, bu nedenle Abdullah Öcalan'ı da kapsaması gerektiğini' söyledi.Sunucu, Taraf gazetesi yazarı Lale Kemal'e 'Siz ne diyorsunuz?' diye sordu.
Lale Hanım da genel af görüşüne katıldığını ama bu affın 'Ergenekoncuları kapsamayacak şekilde' çıkarılması gerektiğini beyan etti.
Kamuoyu oluşturma çalışmaları işte bu yönde.
Bu arada bazılarına Mustafa Balbay veya Mehmet Haberal'ın, Apo'dan daha tehlikeli görünmesine ne demeli?"
Sevgili okurlarım, bu iki yazıya bir de odatv.com sitesinde yayınlanan ünlü fotoğrafı ekleyin:
Hani şu Silivri davasındaki yargıçların, savcıların ve polislerin birlikte iftar yaptıklarını gösteren ünlü fotoğraf.
Böylece Silivri davasının genel görünümü ortaya çıkar.
Tabii bu manzarayı sizler muhtemelen zaten biliyorsunuz.
Asıl görmesi ve değerlendirmesi gerekenler, dışarıdaki müttefiklerimiz AB ve ABD içinde, insan hakları konusunda kendilerine komiserlik görevi biçen ve Türkiye üzerine ahkam kesenler!
Sirmen, AB ilerleme raporunu "komik" diye nitelemekte haksız mı?
Aşık, "Bazılarına Mustafa Balbay veya Mehmet Haberal'ın, Apo'dan daha tehlikeli görünmesine ne demeli?" diye sormakta haksız mı?
Odatv.com'da yayınlanan ve medya tarafından da iktibas edilen fotoğrafa ne demeli?
Türkiye'de adalet bu mu?
Bir ek; ilgili fotoğraf ve haber linki: Odatv Site yöneticisi
