Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
PROTESTOLAR, BAŞBAKAN VE POLİS
Uluslararası Para Fonu IMF ve Dünya Bankası IBRD toplantıları sırasında yaşananlar Türkiye'nin pek çok çelişkisini ortaya koydu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında, dışarıdaki protestolara kulak verilmesini söylüyor ve vahşi kapitalizmin insanlar arasında yarattığı farklılıklara ve adaletsizliklere dikkat çekiyordu.
Bu sözler siyasal iktidar adına söylendiği için polisin protestoculara biraz daha insaflı davranacağını bekliyordunuz.
Ne gezer...
Polis gaz bombalarıyla, coplarıyla en acımasız eylemlerinden birini daha gerçekleştiriyordu.
Herkes biliyor ki polis verilen emirleri uygular:
"Dağıt" deyince dağıtır...
"Vur" deyince vurur...
"Bekle" deyince bekler.
Yani olay kişisel bir davranış değil, bir emir-komuta zinciri sorunu.
Peki polisin emir komuta zincirinin en tepesindeki sorumlu kim?
Başbakan!
Şimdi soruyorum, Başbakan'ın sözlerine mi inanacağız...
Yoksa polisin şiddetine mi?
Protestocuların eylemine bakıyoruz:
Akıllıca tasarlanmış sloganlar mı var?
Toplumun geniş kesimlerini bilinçlendirmek, ikna etmek, yanına çekmek isteyen bir eylem mi yapılıyor?
Yoksa çevreyi yakıp yıkan, esnafı, insanları zarara uğratan bir anarşi mi egemen ortalığa?
Bu arada "Halkın tepkisi" denilen bir olay daha ortaya çıkıyor:
Bir takım insanlar ellerinde silah gibi kullandıkları ve önceden hazırladıkları belli olan sopalarla protestocuların üzerine saldırıyor...
Polis bu linç olayına karşı, kimi zaman seyirci, kimi zaman destekleyici, nadiren de engelleyici bir tutum içinde.
Uygar protestoları...
Uygar bir polis tavrını...
Uygar halkı...
ÖZLÜYORUM.
Kapitalizmin çelişkilerini vurgulayan sloganları, konuşmaları...
Protesto eylemi yapanları sükunetle seyreden, gerekirse koruyan, sınırları aşma eğilimlerini ise şiddet kullanmadan önleyen polisi...
Olup bitenleri izleyen, kimileri protestocuları alkışlayan, kimileri de yuhalayan, ama birbirleriyle, protestocularla ve polisle kavga etmeyen halkı..
ÖZLÜYORUM.
Başbakan'ın konuşması ile aynı andaki polis şiddeti arasındaki çelişki beni şaşırtmıyor:
Çünkü Başbakan bunu hep yapıyor:
Söylemi ile eylemi her zaman birbirine ters düşüyor.
Protestocuların, fikirden çok şiddete dönük olan, çevreyi tahrip eden eylemleri de beni şaşırtmıyor:
Her gösteride bunlar olmuyor mu?
Katliama dönüşen 1 Mayıs kutlamalarında şiddete başvuran devlet, bu ilkelliğin temellerini atmadı mı?
Halka gelince:
Aynaya bakalım yeter!
Cumartesiye kapitalizmin özeleştirisindeki ikiyüzlülükle devam edeceğim...
