Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
MERKEZ BANKASI OLAYI: ERKEN SEÇİM İŞARETİ Mİ?
Politikacıların her dediğinin arkasındaki niyeti anlamak her zaman olanaklı olmuyor.
Örneğin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan birdenbire Merkez Bankası'na çatmaya başladı:
Önce medya yöneticilerine verdiği iftarda "Merkez Bankası'nın durumunu tasvip etmiyorum. Enflasyonun hesabını millete ben veriyorum" dedi.
Sonra da AKP il başkanları toplantısında "Özerk kurumlar faydalı olmuyor" diyerek, iftardaki sözlerinin ardındaki temel yaklaşımı dile getirdi.
Pek çok kişi bu sözlere fazla bir anlam veremedi...
Başbakanın tutumu genellikle AKP iktidarının özerk kurumlara karşı olan tahammülsüzlüğünün son bir örneği olarak algılandı.
Oysa son ekonomik bunalımda herkes Merkez Bankası'nın başarılı bir sınav verdiğini düşünüyor.
Örneğin 19 Eylül'de Vatan'da Güngör Mengi şöyle yazıyordu:
"Halbuki birilerinin (Başbakana) anlatması gerekirdi ki Merkez Bankası iktidarın onurunu kurtarmıştır. Başbakan Yardımcısı Babacan dün Londra'da söylediklerini keşke gitmeden önce Başbakan Erdoğan'a da söyleseydi:'Merkez Bankası'nın özerkliğinin ekonomideki başarımızın ana unsurlarından biri olduğunu düşünüyorum.'
Gerçekten de özerk bir kurum olarak Merkez Bankası, Başbakan'ın inancının aksine faydalı olmuştur. Çünkü o da, bağımsızlığı gasp edilen kurumlardan biri olsaydı iktidar çok daha altından kalkılamaz hesapların muhatabı durumuna düşerdi.
Merkez Bankası rolünü doğru oynamıştır. Faizi indirmiş, özel sektör kredi kullanabilir hale gelmiştir. Şu anda yalnız özel sektör değil Hazine de ucuz para buluyor.
Ama o 'Belediyelere nasıl para vereceğim?' derdinde.
'Banknot matbaasını çalıştır' emrine 'başüstüne' diyen Merkez Bankası özlemle değil ibretle hatırlanacak bir geçmiştir."
Mengi, Erdoğan'ın derdinin belediyelere para aktarmak olduğunu vurgulayarak Merkez Bankası'na niçin çattığına dair de bir ipucu vermişti.
IMF ile olan görüşmelerin de bir türlü sonuçlandırılmadığını düşünürsek, belki Başbakan'ın kafasındaki planı daha iyi anlayabiliriz:
IMF, gelir idaresinin özerkleştirilmesini, belediyelere para aktarımının durdurulmasını ve bütçe disiplinine uyulmasını istiyor.
Bunlar da belediye seçimleri öncesinde AKP iktidarının işine gelmediği için, anlaşma filan olmadı.
Ben şimdiden söyleyeyim:
Yine olmayacak.
Çünkü öyle anlaşılıyor ki, Başbakan artık kendi kafasında seçim dönemini başlattı.
Son bunalımdaki başarısı üzerinde herkesin ittifak ettiği Merkez Bankası'na çatmasının altında da muhtemelen onu seçim ekonomisinin önünde bir engel olarak görmesi var.
Erken seçim ihtimali artık ciddi bir gündem maddesidir.
AKP, baş aşağı gidişi görüp işler iyice kötüleşmeden bir an önce seçim yapmak isteyebilir.
Seçimi zamanında da yapsa erkene de alsa, şimdiden seçim ekonomisini uygulamaya başladığını söyleyebiliriz.
