Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
BİR TOPLANTI KOMİKLİĞİ
Kötü yönetim bizi birbirimize düşürdü.
Son derece trajikomik çelişkiler ortaya çıktı.
Mizah yapmak, Pazar yazısı yapmak kolaylaştı ama dudaklardaki gülümsemeler acılaştı...
Değerli okurlarım, David L. Phillips adını anımsayacaklar:
"Kürt Açılımı" konusundaki önemli raporlardan birinin ABD'li yazarı.
Siyasal platformdaki "Açılım" tartışmaları bu açılımın bir Amerikan projesi olduğu yönünde gelişince, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan iddialara "Alçak" ve "Namussuz" gibi sözlerle yanıt verdi, ortalık çok gerildi.
Zaten rapor da bu nedenle birden önem kazandı.
Ortam bu denli gerilince, raporun hazırlanma sürecindeki bir toplantı da öne çıktı ve oraya kimlerin katıldığı, suçlayıcı bir ifade ile sorgulanmaya başlandı.
Kamuoyuna yansıyan bazı isimler şöyle:
Prof. Dr. Doğu Ergil, Star Gazetesi'nden Nuh Yılmaz, Sabah Gazetesi'nden Ömer Taşpınar, Referans'tan Cengiz Çandar, Sabah'ın eski Ankara Temsilcisi, (şimdi Akşam yazarı) Aslı Aydıntaşbaş.
Değerli okurlarım, bakmayın gazetede yazdığıma, televizyonda program yaptığıma, kendimi bir akademisyen olarak görürüm ve hep öyle kalmaya çalışırım.
Ulusal ve uluslararası toplantılara katılmak, böyle toplantılar düzenlemek akademik hayatın araştırma yapmak ve ders vermek kadar önemli işleri arasındadır.
Bazen bir tebliğ sunmak için, kimi zaman tartışmacı olarak, bazen de sadece dinlemek amacıyla bir toplantıya katılmak akademisyenleri çok geliştiren etkinliklerdir:
Düşüncelerinizi açıklayacak, araştırma sonuçlarınızı sunacak, eleştirileri, yorumları dinleyecek, sorulan sorulara yanıtlar verecek veya başkalarının açıkladığı düşünceleri eleştirecek, sorular soracak ve hem kendiniz zenginleşmiş hem de bütün katılımcıların zenginleşmesine katkıda bulunmuş olarak oradan ayrılacaksınız.
Gazeteciler de bu konuda akademisyenler gibidir.
Hatta haber peşinde koştukları için toplantılar belki akademisyenlerden bile daha yararlı ve gereklidir onlara.
Bu nedenle ben yukardaki listede adı geçen arkadaşları, bırakın suçlamayı, takdir bile ediyorum.
Keşke o toplantının havasını, konuşulanları kamuoyuna daha da ayrıntılı aktarsaydılar.
Yalnız anlamadığım bazı noktalar var:
Mustafa Balbay, Türkiye'nin asayiş ve güvenliğinden en üst düzeyde sorumlu olan Jandarma Genel Komutanıyla toplantıya katıldığı için, aldığı notlar kanıt gösterilerek suçlandı ve hapiste.
Prof. Mehmet Haberal, kamuya açık, medyaya yansıyan, siyasette yeni açılımların arandığı toplantılara katıldığı için tutuklu.
İşi siyaset yapmak, amacı iktidara gelmek olan bir partinin Genel Başkanı Doğu Perinçek içerde.
Kent Otel Toplantıları denilen tartışma ortamı, malum dava çerçevesinde suç unsuru gibi gösteriliyor.
Bunları görünce insanın aklına şu soru geliyor:
Acaba malum davanın sanıklarından olan Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun kurucuları ve yöneticileri arasında bulunduğu Taksim Toplantıları'na konuşmacı ve dinleyici olarak katılanları da içeri almak mı gerekli?
Örneğin Turgut Özal'ı, Süleyman Demirel'i, Mesut Yılmaz'ı, Tansu Çiller'i, Rauf Denktaş'ı?
Gülmeye başladınız değil mi!
Yoksa acı acı mı gülüyorsunuz?
Yine de "Mutlu Pazarlar(!)ve 30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun. "
