Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
TOPKAPI BASKINI İÇİN SORULAR VE DÜŞÜNCELER...
Topkapı Sarayı'ndaki İdil Biret konserinin basılmasındaki esas öge ya da ögeler nedir?
Vakit gazetesinin kışkırtması mı...
Alperenler Ocağı'nın eylemi mi...
Ülkenin içinde bulunduğu siyasal ortam mı...
İktidarın bu tür eylemlere hoşgörü ile bakacağına ilişkin inanç mı...
Toplumsal gerginliklerin yaşamın her alanında artmış olması mı...
Cehalet mi...
Saldırganlık mı...
Grup dinamiği mi...
Örgütlü eylemlerin yeniden siyaset sahnesine çıkması mı?
Olayın ardında siyasal ve ideolojik görüşlerin etkisi nedir...
Eylemi yaptığı öne sürülen örgütle bir siyasal partinin ilişkisi var mı...
Dinin siyasete alet edilmesinin payı var mı...
Milliyetçilik duygularının rolü nedir...
Türk-İslam sentezi yeniden eyleme mi geçiyor...
Topkapı Sarayı'nda ilk kez mi bir konser veriliyor...
Topkapı Sarayı'nda ilk kez mi şarap içiliyor...
Sarayın asıl sahibi olan Osmanlı Padişahları şarap içmezler miydi...
Batı müziğine duyulan düşmanlık eylemi etkiledi mi...
Eylemciler iktidarı mı protesto ediyorlardı...
Güvenlik güçlerinin önceden eylemden haberi olmuş mudur...
Olmuşsa, olayın meydana gelmesi önlenemez miydi...
Neden herkesin aklına hemen Sivas'taki Madımak katliamı gelmiştir...
İki olay arasında gerçekten benzerlik var mıdır?
Yukardaki sorular hemen aklıma gelenler...
Daha da çoğaltılabilir...
İsterseniz düşünmeye devam edelim.
Her toplumda her an kışkırtıcılar vardır ama her toplumda her an şiddete dönük olaylar olmaz...
Cehalet, gençlik, ruhsal dengesizlik, grup dinamiği, kışkırtmalara en uygun ortamları oluşturur...
Medyanın yaptığı kışkırtmalar en etkili olanlardır...
Bu tür eylemleri yapanlar ve kışkırtıcılığı meslek edinmiş olanlar müeyyide ile karşılaşmazlarsa bu tutum ve davranışlarına devam ederler...
İktidar bu kışkırtmanın arkasında olanlara soğuk mu davranmaktadır, yoksa resmi seyahatlere davet gibi bir nevi yakınlık gösterisiyle destek mi vermektedir?
Bunlar da aklıma ilk gelen düşünceler.
İdil Biret ülkemizin onur abidelerinden biridir...
Suna Kan ile birlikte yıllardır dünyaya seslenmekte, toplumumuz adına büyük başarıların altına imza atmaktadır...
İdil Biret'i canlı dinleyebilmek bir ayrıcalıktır...
Bu ayrıcalığa Topkapı Sarayı'nın muhteşem atmosferi içinde sahip olabilmek sanıyorum İstanbul'da yaşamanın güzelliklerinden biridir.
Hepimizin bir sanatsal güzellikle bir siyasal, toplumsal ve kültürel ilkellik arasındaki bu çelişkileri görmesi...
Sadece görmekle yetinmeyip, derin derin düşünmesi gerekmektedir.
Tabii asıl görmesi, düşünmesi ve önlem alması gerekenler de iktidardakilerdir:
Kültür ve Turizm Bakanı'nın tepkisi yerinde ve doğrudur ama yeterli değildir.
Duruma derhal Başbakan, İçişleri ve Adalet Bakanları el koymalıdır.
Her konuda konuşan Başbakan niçin bu konuda suskundur?
