Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
SIRA YÜKSEK YARGIDA
Sıranın yüksek yargıya geldiğini ben söylemiyorum...
İktidara yakın çevreler ve bizzat hükümet üyeleri söylüyor.
Son olayları belli bir süreç içinde değerlendirmek isteyenler iki oluşuma dikkat çekiyor:
Birinci oluşum, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren rejim sorununun ön plana çıkması:
Laiklik tartışmaları...
Anayasa Mahkemesi'nin AKP'nin laiklik karşıtı eylem ve söylemlerin odağı olduğuna ilişkin kararı...
Özgür medyaya yönelik operasyonlar...
Yürütme gücünün bir siyasal partinin organı haline getirilmesi...
Yasama gücünün, demokrasinin gerektirdiği uzlaşmayla değil, azınlıkta kalanları dikkate almayan buyurgan bir çoğunluk dayatmasıyla kullanılması...
Askerlere karşı yürütülen siyaset ve bu çerçevede gündemin birinci sırasına oturtulan ve oradan düşürülmeyen "darbe tehlikesi"...
İkinci oluşum, Fethullah Gülen Cemaati'nin güçlenmesi, sadece iktidar içinde değil, devlet içinde de gittikçe etkin hale gelmesi...
Bu iki oluşumun tam bir ittifakı yansıttığı ve hedefin ciddi bir rejim değişikliği olduğu yapılan çözümlemeler arasında:
Demokratik rejimin güvenceleri olan kuvvetler ayrılığı, özgür medya, bağımsız yargı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan rejime bağlı bir silahlı kuvvetler, bu rejim değişikliği projesinin önündeki engeller...
Şimdi bu kavga-dövüş, bu toz-duman arasında artık sıranın yüksek yargıya geldiği anlaşılıyor:
AKP'nin, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay'ın yapılarını, yetkilerini değiştirmek istediği bir sır değil...
Kendileri bunu zaten defalarca dile getirdi.
İstedikleri yapısal değişiklik de ilan edildi:
Yüksek yargı üyelerini Meclis seçsin...
Yani mahkemelerin yapısında siyaset söz sahibi olsun...
Daha da açıkçası:
Zaten bağımsız olmayan yargı, daha da siyasallaşsın, iyice iktidarın emrine girsin...
İktidara yakın yazarlar ve bizzat iktidar artık sıranın yüksek yargıya geldiğini söylüyor:
Örneğin Cengiz Çandar Referans gazetesinde 1 Temmuz tarihinde bir yazı kaleme aldı.
Sıranın yüksek yargıya geldiğini açıkça söylüyor:
"Atılan sivilleşme ve demokratikleşme adımlarıyla bu 'askeri vesayet rejimi'nin temelleri sarsılıyor. Bu rejimin sürdürülebilmesinin tek dayanağı olarak 'yüksek yargı darbesi' kalıyor.O da, bugünden göründüğü kadarıyla, siyasal ve toplumsal dinamiklerin altında kalacak..."
Aynı gün Akşam gazetesinde, İsmail Küçükkaya, Devlet Bakanı Egemen Bağış'la yaptığı bir konuşmanın izlenimlerini şöyle aktarıyordu:
" 'Bu anayasa ile AB imkansız' diyen Bağış'a göre, yepyeni bir anayasa olmasa da bazı değişiklikler şart. Sonra yargı reformu geliyor."
Evet sıra yüksek yargıda...
İktidar hırsı da aynen para hırsı gibi bir şey galiba:
Sınır tanımıyor...
Bir nokta aşılınca, artık tatmin olmuyor, durmasını bilmiyor; sırf kendi içinde, kendi adına bir amaç oluyor.
