Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

DEĞİŞİK BİR ÜSLUP, İKİ TEMEL SORU


 

Türkiye, 12 Eylül döneminde televizyon ekranlarına yansıyan "Komuta kademesi" veya "Milli Güvenlik Komitesi" görüntülerine koşullanmıştır:

Ortada Genelkurmay Başkanı, yanında dört kuvvet komutanı...

Devlete el konulmuş, etrafa emirler yağdırılıyor...

* * *

Genelkurmay başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un dünkü basın toplantısında kamuoyuna yansıyan imaj, bu görüntüye uygun değildi:

Buyurgan değil mukni, emredici değil tartışmacı bir imaj...

Gençler belki bilmez "mukni" sözcüğü "ikna edici" demektir.

Bu sözcüğü "Başbuğ herkesi ikna etti" anlamında kullanmıyorum:

Bir Genelkurmay Başkanı'nın tutum ve davranışını betimleyen anlamda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin imaj değişikliğini vurgulamak için kullanıyorum.

* * *

Şimdi Başbuğ hangi konularda kamuoyunu ikna etmeye çalıştı, kaba hatlarıyla onları özetleyelim:

1) Türk Silahlı Kuvvetleri Anayasa'ya bağlıdır...

Demokrasi karşıtlarını içinde barındırmaz.

2) Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı "örgütlü olarak gerçekleştirildiği düşünülen" bir "karalama ve yıpratma" kampanyası", "medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat" yürütülmektedir...

3) Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı "kurgulanmış olaylarla" yürütülen bu harekat, ülkemizin var olma sorununu (bekasını) gündeme getirmiştir.

4) Muhtıra söylemlerinde bulunanlar iyi niyetli değildir.

Halk da bu söylemlerden usanmıştır.

5) Askeri yargı bağımsızdır, pek çok Avrupa Birliği ülkesinde de vardır.

Bu olayda da yetki askeri yargınındır.

6) Bir takım bilgi ve belgeler medyaya özel olarak ve saptırılmış bir biçimde servis edilmektedir.

7) Tartışma konusu olan "belge" belge değildir, bir kağıt parçasıdır...

Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığı değerlendirilmektedir...

Belgenin üzerinde tarih olmadığı halde medya tarafından Nisan 2009'da üretildiği iddia edilmektedir.

8) Bu belgeyi kimin ürettiğini bulmasını sivil yargıdan istedik.

Devletin istihbarat organları ve yargısı bu konuda çalışacaktır.

9) Çeşitli kesimler TSK üzerinden kendilerini siyasi olarak tanımlama gayretlerinden vazgeçmelidir.

10) TSK, kendisine karşı girişilen bu harekat karşısında sessiz kalmayacaktır...

Bütün hukuk yollarına başvuracak, yasal ortamlarda sorunları dile getirecek, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da konuyu tartışmaya açacaktır.

10) Kimse TSK içinde cadı avı başlatılmasını beklemesin.

11) Artık Silahlı Kuvvetler üzerinden elinizi çekiniz.

* * *

Peki Genelkurmay Başkanı'nın bu konuşması ne kadar ikna edici oldu?

İlk tepkilere bakılırsa, bazı çevrelerde çok başarılı olduğu söylenemez.

Zaten böyle bir şeyi beklemek çok da gerçekçi değil.

Çünkü Türkiye, ülkeyi inanılmaz ölçüde tahrip eden bir "kamplaşmanın" pençesinde görünüyor.

Hiç kuşkusuz bu konuşma da, aynı kamplaşma çerçevesinde değerlendirilecektir:

Akılla ve gerçekçi bir biçimde değil...

Duygularla ve ait olunan kampın yaklaşımıyla.

* * *

Şimdi merak edilen konu şu:

Kimdir bu "TSK'ya karşı medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat" yürütenler?

Bir de "TSK üzerinden kendilerini siyasi olarak tanımlama gayretlerinden vazgeçmelidirler" diye kime hitap etti, onu merak ediyorum!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024

Valid HTML 4.01 Transitional