Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
NEOFAŞİZM V: YANLIŞ TARİH TEZLERİ Neofaşistlerin uluslararası sermayenin diktatörlüğüne hizmet etmek için kullandıkları yanlış tarih tezlerinin bazıları kabaca şöyle özetlenebilir:
Bu tezlerin ortak yanlışı, değerlendirmelerin yapıldığı zamanın toplumsal ve siyasal koşullarıyla, uluslararası konjonktürünü dikkate almamasıdır. 1) Örneğin, Osmanlı'daki ve Cumhuriyet dönemindeki Türkçülük akımlarını faşizan diye nitelemek, endüstri devriminden sonra ortaya çıkan milliyetçiliğin tüm dünyayı dönüştürdüğünü görmemek, anlamamak demektir. Bu konudaki yanlışlığı vurgulamak için Osmanlının çöküşünü hızlandıran en önemli ögelerden birinin Balkanlardaki milliyetçilik akımları olduğunu anımsatmak yeterlidir. Türk milliyetçiliği bu çerçevede, bırakın faşist olmayı, Osmanlı İmparatorluğu açısından en gecikmiş ve en gevşek milliyetçiliktir. Zaten bu nedenle Cumhuriyet, milliyetçilik ilkesi üzerine vurgu yapmak zorunda kalmış, ama yapılan vurgu demokratik ve eşitlikçi bir milliyetçilik anlayışına dayandırılmıştır. 2) Osmanlı, endüstri devrimini kaçırdığı için ne sermaye sınıfı ne de işçi sınıfı gelişebilmişti. Batı Avrupa'da bu sınıflara dayalı olarak kurulan demokratik ulus devlet yapısı da Osmanlı toplumu için söz konusu değildi. Kullara dayalı bir din tarım imparatorluğundan, bilinçli vatandaşlara dayalı demokratik bir ulus devlete geçiş ancak yukardan devrimlerle gerçekleştirilebilirdi. Devrimlerin yukardan gerçekleştirilmiş olması onu faşist yapmaz. Nitekim devrim sonrası gelişmeler de faşizme doğru değil, Çok Partili Demokrasiye doğru olmuştur. 3) Lozan antlaşması Osmanlı İmparatorluğunun topraklarını tasfiye eden bir antlaşma değil, imparatorluğu yok eden Sevr antlaşmasına karşı kazanılan askeri zafer sonundaki bir antlaşmadır. Dolayısıyla başarısı ya da başarısızlığı Sevr antlaşması ile karşılaştırılarak değerlendirilebilir. 4) Bu tezin en önemli dayanağı, İngiliz, Fransız ve İtalyan kuvvetlerinin tüm Anadolu'ya herhalde piknik yapmak için gelmiş oldukları varsayımıdır! Zaten Yunanlılar Batı'dan, Ermeniler de Doğu'dan, başta İngiltere olmak kaydıyla büyük devletlerden hiçbir destek görmeden, kendi başlarına Anadolu'yu istila etmeye çalışmışlardır! 5) Soykırım suçunun ikinci Dünya Savaşı sonrası ihdas edilen bir suç olduğu ve geriye işletildiği takdirde Amerikan yerlilerine kadar uzanacağı biçimindeki hukuksal ve tarihsel argümanlara hiç girmeyelim... Bir savaş ortamında Rusya gibi, Fransa gibi, İngiltere gibi Osmanlı'nın savaştığı düşman ülkelerin Ermenilerin toprak taleplerine doğrudan destek verdiklerini dikkate almayalım... Bazı Ermenilerin doğrudan üniforma giydirilerek düşman ordularıyla birlikte Anadolu'ya yollandıklarını ve pek çok yeri işgal ettiklerini görmezden gelelim... Savaştaki Osmanlı'ya karşı düşman ordularına yardım için ayaklanan Ermeni çetecilerinin yaptıkları katliamları da unutalım... Hatta Kazım Karabekir'in düzenli Ermeni ordularıyla savaşıp onları yendiğini ve bu sonuç üzerine bir barış antlaşması imzalandığını da önemsiz sayalım... Bazı Ermenilerin savaş sırasında bile devlet görevlerini sürdürdükleri gerçeğini de yok sayalım... Hangi vicdan sahibi gerçek bir tarihçi, bir savaş önlemi olan Ermeni tehcirinin, Hitler'inki gibi ırkçı bir yaklaşımından kaynaklandığını iddia edebilir! Klasik faşizm "üstün ırk" anlayışına dayanıyordu. Neofaşizm ise "ilkel ırk" anlayışına dayanıyor! Yarın, "Neofaşizmle nasıl mücadele edilir?" |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 11 Kasım 2024