Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
MASUM TÜRKER VE ECEVİT'LE BİR ANI
Geçen hafta iki partiye yeni genel başkanlar seçildi.
Hüsamettin Cindoruk DP'nin, Masum Türker de DSP'nin genel başkanı oldu.
Masum Türker medya deneyimi de olan yetenekli bir yeminli mali müşavirdir.
Daha önce bakanlık da yapmıştı.
Bülent Ecevit gibi gazetecilikten gelmesi önemli bir avantajdır.
Dürüsttür, çalışkandır, sıcak kanlıdır.
Dilerim başarılı olur, Türkiye'ye hizmet eder.
Masum Türker'in genel başkan seçilmesi ve dünkü yazımda belirttiğim korsan kitap olayı, Ecevit'le olan bir anımı daha aklıma getirdi.
Bülent Ecevit gerçek bir kültür insanıydı.
1977 seçimlerinden önce CHP'nin yeni parti programını birlikte yazarken, çok yorulduğumuz zamanlar kültür, sanat ve felsefe sohbetleri yapardık.
Gerek felsefe, gerek sanat ve edebiyat bilgisinin derinliği ve genişliği beni hayrete düşürürdü.
Dün öyküsünü anlattığım, 1995 yılında sanatçıları ve yazarları korumak için geliştirdiğimiz telif hakları yasasındaki en önemli yenilikler, mimari, müzik ve bilgisayar yazılımı alanlarındaydı.
Türkiye o sıralarda bilgisayar programları konusunda tam bir "korsan cennetiydi".
Bu durum ise hem yazılım konusundaki yaratıcılığı engelliyor hem de Türkiye'ye dünyada itibar kaybettiriyordu.
Biz çok iyi niyetle çağdaş ve eser sahibinin haklarını koruyan bir seri değişiklik hazırladığımız için, önerilerimizi Meclis'ten kolaylıkla geçireceğimizi sanıyorduk.
Fakat hiç de öyle olmadı.
Refah Partisi Meclis grubundan, beklemediğimiz bir direnişle karşılaştık.
Refah partililer hemen hemen her madde üzerinde gerekli gereksiz söz alıyor, tartışmalar açıyor, taslağı açıkça engellemeye çalışıyorlardı.
Küçük bir araştırma ile bu durumun nereden kaynaklandığını hemen öğrendik:
Refah partili milletvekillerinin bazılarının yakın dostlarının bilgisayar şirketleri vardı ve bunların çoğu korsan yazılım kullanarak iş yapıyorlardı.
Yeni yasa korsanlığı engelleyeceği için, işlerinin bozulmasından korkanlar, Refahlılar üzerinde baskı yaparak yasa değişikliklerini durdurmaya çalışıyorlardı.
Bu nedenle de Meclis çalışmaları sık sık çıkmaza giriyordu.
Bir gün İstanbul havaalanında VİP salonunda Ecevitlerle karşılaştım.
Genellikle vatandaşlarla birlikte seyahat eden ve VİP salonunu kullanmayan Ecevit o gün resmi bir dış seyahate gideceği için buradan çıkış yapıyordu.
Bu eski dostla sıcak bir biçimde selamlaştık.
Her zamanki nezaketi ile iltifat etti, çalışmalarımı takdirle izlediğini belirtti ve hatırımı sordu.
Ben de hemen Meclis'te yaşadığımız sorunu anlattım.
"Hiç merak etmeyin sayın Kongar, bizim Meclis grubumuz bundan sonra bütün oturumlara tam kadro katılacak ve size destek verecek" dedi.
Gerçekten de öyle oldu.
Kimse bilmez ama, yaratıcılığın korunmasında önemli katkılar getiren yasa değişikliklerinin kabul edilmesinde Ecevit'in büyük desteğini ve yardımını gördük.
Nur içinde yatsın.
Dilerim Masum Türker onun siyasal mirasını geliştirerek sürdürecek bir genel başkan olur.
