Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
GARİP TARTIŞMALAR
Sevgili okurlarım, son günlerdeki tartışmaların konuları ve düzeyleri insanı gerçekten şaşırtıyor...
Mardin katliamının bir ırka veya bir millete mal edilme çabaları böyle konulardan.
Ya Irak ve Afganistan savaşlarındaki sivillere yönelik katliamların eşcinseller tarafından yapıldığı iddialarına ne demeli?
Bu arada akademik kökenli bir köşe yazarı kızdığı bir başka tarihçi yazara "fino" diyebiliyor.
(Büyük insan Türkan Saylan'ın arkasından atılan iftiraları, yazılan vicdansız yazıları ise tartışmaya bile değer görmediğim için bunların dışında tutuyorum.)
Mardin katliamını "Kürtlerin sorunu" olarak niteleyen ve konuya ırkçı-milliyetçi açıdan yaklaşan kişi Hürriyet'in İkinci Cumhuriyetçi yazarı Hadi Uluengin.
Hadi Uluengin'i ırkçılıkla suçlayan Vatan yazarı, sosyal demokrat olduğunu söyleyen ama uç konularda taraf olmamaya dikkat ettiğini vurgulayan Ruşen Çakır.
Savaşta sivillere ilişkin katliamları eşcinsellerin yaptığını öne süren, Zaman gazetesinin, dinci kesimde ağır başlılığı ile tanınan yazarı Ali Bulaç.
Herkes ona karşı çıkıp saldırdığı için, eleştiren yazar ismi vermeye olanak yok.
Kızdığı Habertürk yazarı ünlü tarihçi Murat Bardakçı'ya "fino" diyen kişi Radikal'den "öteki yazarların bazılarından rahatsızım" diyerek ayrılan ve Taraf'a geçen eski Birikim dergisinin sorumlularından İngiliz Dili ve Edebiyatı Profesörü Murat Belge.
Medyadaki polemikler her zaman okurun, izleyicinin ilgisini çeker.
Bu nedenle gerek gazeteler gerekse televizyonlar bu tür polemikleri arar, bulur, kimi zaman da teşvik eder.
Popüler kültürün hem yararlı hem de zararlı bir yönüdür bu polemikler:
Bazı konuların deşilmesine yol açtığı, karmaşık sorunların çeşitli açılardan çözümlemelerini kamuoyuna sunduğu, bazı "tabuların" yıkılmasına, bazı tartışılmayan konuların ele alınmasına yardımcı oldukları yani bilgi verdikleri ve aydınlattıkları oranda yararlıdır.
Ama kişiselleştikleri, belden aşağı vuruşlarla bezendikleri, hakarete ve küfre varan ifadeler içerdikleri zaman toplumun hem bilgilendirilmesine yardımcı olmadıkları hem de kültürünü ve birlikte yaşama ahlakını yozlaştırdıkları için zararlıdır.
Mardin katliamı hiç kuşkusuz feodal ilişkilerin bir sonucudur.
Bunu bir ırka, bir millete mal etmek bilime de, siyasal ahlaka da aykırıdır.
Bu açıdan Hadi Uluengin haksız, Ruşen Çakır haklı görünüyor.
Savaşlarda sivil katliamların yapılmasını eşcinselliğe bağlamak hiçbir bilimsel temeli bulunmayan, sadece cinsel kimlikler açısından önyargılı bir ayrımcılığın ifadesidir.
Bu açıdan Ali Bulaç haksız görünüyor.
Murat Bardakçı'nın eleştirilerine, ona hakaret ederek yanıt veren Murat Belge'ye bu ifadeler yakışmamış.
İnsan, iki adaşın, iki Murat'ın polemiğinde daha bir ağırbaşlılık, daha bir efendilik bekliyor.
Üstelik bir dil ve edebiyat uzmanı olan Murat Belge bu davranışı ile en azından üslubu açısından haksız duruma düşmüş.
Ayrıca "tetikçilik" konusunda muhatabına yönelttiği suçlamalar da pek nezaket ve zarafetle bağdaşan ifadeler değil.
Tabii bunlar benim kişisel izlenimlerim.
Belki izlenimlerimde ben de yanılıyorumdur...
Ama en azından olayları, kişileri ve yorumlarımı okurlarıma aktarırken belli bir üslubu korumaya çalıştım.
(Not: Murat Belge benimle ilgili de bazı şeyler yazmış ama, "Herkesten bir şeyler Öğrendim" adlı kitabımı okumadığı anlaşılıyor. İkinci kaynak bilgilerle yazı yazmasına üzüldüm. Belki sonra yanıt veririm.)
