Makaleler
Articles in English
|
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
ELEŞTİREL AÇIDAN OBAMA'NIN MESAJLARI
Elçin Poyrazlar, Amerika'daki yönetimde Savunma Bakan
Yardımcılığı'na kadar yükselmiş olan yazar Frank Gaffney ile
çok önemli bir konuşma yaptı.
Gaffney, bir makalesinde Obama'yı uyarmış Türkiye ziyaretinin
siyasal İslam'a ve AKP'ye destek biçiminde biçimde algılanmasının
tehlikelerine dikkat çekmişti.
Obama'nın mesajlarını, bu ziyareti en sert biçimde eleştiren
Gaffney'in görüşleri açısından irdelemek ilginç sonuçlar veriyor.
* * *
Önce Gaffney'in söylediklerindeki satır başlarını anımsayalım:
- "Ben Obama'yı Türkiye'ye gideceği için değil orada yapacakları
için eleştiriyorum. Medeniyetler İttifakı Obama'nın katılmaması
gereken bir toplantı. Obama'nın bu toplantıya katılması ABD'nin
Türkiye'nin İslamlaşmasına ilgisiz kaldığı görüşünün yanı sıra İslam
Konferansı Örgütü'ne üye diğer ülkelerin saldırgan politikalarına
ve Batı toplumlarında giderek artan bir şekilde şeriatı dayatma
gündemlerine destek verdiği görüşünü güçlendirecek."
- "Obama'nın ayrıca Müslüman dünyasına "saygıyla yaklaşmak"
gibi de bir gündemi var. Bu da gezisinin bir parçası olabilir. Benim
endişem bunun sunulma tarzının Müslüman dünyasında çoğunluk tarafından
saygı değil bir boyun eğme olarak algılanacak olması. Bu düşmanlarımız
arasında en kötü dürtüleri güçlendirecektir."
- "Türkiye gözlerimizin önünde yok oluyor. Eğer Obama dikkatli
olmazsa İslamlaşma olgusunun giderek daha fazla parçası olan,
kurumlarına sızılmış ve zarar verilmiş, Atatürk tarafından öngörülmüş
politikaların ve anayasadaki ilkelerin bir tarafa atıldığı bir
Türkiye'yi desteklemiş olacak."
- "Benim görüşlerim Obama'nınkinden çok farklı. Eğer başkan olsaydım
kapsamlı, dini, siyasi, yasal bir program olan ve acımasız bir biçimde
baskıcı küresel bir teokrasi yaratma hedefine odaklı şeriat ile dindar
Müslümanları birbirinden ayırırdım. Ki bu Müslümanların çoğu böyle bir
rejim altında yaşamak istemediği gibi kimseye de bunun dayatılmasından
yana değil. Bu ayrımı yaptığınızda kimin bizim Müslüman dostlarımız
kimin olmadığını açıklıkla görebiliriz."
- "Bizim İslam dünyasında taklit edilmesini isteyeceğimiz model
Atatürk'ün modeli olmalı, İslamcıların değil. Çünkü İslamcıların
yolundan giderseniz artık bunun sonu yoktur. Giderek artan bir
biçimde çirkinleşir."
* * *
Şimdi Obama'nın yaptıklarının ve söylediklerinin satır başlarını
belirleyelim:
- Obama "Medeniyetler İttifakı" toplantısına katılmadı.
Üstelik ziyareti sırasında bu toplantı bütün hızıyla devam ediyordu.
- Türk-Amerikan ilişkilerini "model ortaklık" olarak niteledi.
Model ortaklık deyiminin içini, her iki ülkede de farklı inanç ve
etnik kökenlerden gelenlerin "demokratik ve laik bir düzende hukukun
üstünlüğü" ile "vatandaşlık" kavramı çerçevesinde bütünleşmelerine
işaret ederek doldurudu.
- Türk-Ermeni ilişkileri konusunda Türkiye ile Ermenistan arasında
olumlu bir etkileşim süreci başladığını, amacının Amerika'nın veya
kendisinin görüşlerini bu sürece dahil etmek olmadığını, süreci
etkilemek istemediğini belirtti.
Böylece, "soykırım" görüşünü değiştirmediği ama Başkan olarak resmi
politika bakımından "soykırım yasa tasarısını" en azından bu aşamada
desteklemeyeceği anlaşıldı.
- Türkiye'yi Müslüman halkın yaşadığı demokratik ve laik bir ülke
olarak tanımladı.
Devlet için "Ilımlı İslam" tanımını kullanmadı.
Anıtkabir'de Atatürk'e, basın toplantısında laik ve demokratik
düzene, hukukun üstünlüğüne vurgu yaptı.
- Meclis'teki konuşmasında da Atatürk'e gönderme yaptı, laik
demokratik yapı devrimini vurguladı, bağımsızlığı ve Cumhuriyet
rejimini öne çıkardı; bu çizgiyle ABD'nin kuruluşu arasında tarihsel
ve güncel koşutluk kurdu.
Bu koşutlukları kurarken, hem Türk hem Amerikan tarihinden çarpıcı
örnekler vererek Türkiye'nin demokratik, laik, hukukun üstünlüğüne dayalı
Batılı bir rejimini iyice öne çıkardı.
- Terör, enerji, küresel ısınma konularına değindi, barışın önemini
ve uluslararası işbirliğini vurguladı, Türkiye'nin doğal gaz açısından
Doğu-Batı arasında bir köprü olacağını söyledi.
- Türkiye'nin Avrupa kültürü ile yakın ilişkileri olduğunu belirtti,
ülkeyi Batı'ın bir parçası olarak algıladığını ima etti.
- Kürt sorunu ve azınlık hakları açısından, ayrılıkçı akımlara değil,
demokratik haklara ve hukukun üstünlüğüne gönderme yaptı.
Amerika'nın kölelik ve ayrımcılık geçmişiyle nasıl yüzleştiğini
anlattı, siyahların hakları bakımından gösterdiği gelişmeyi
örnek olarak verdi.
- Ermeni soykırımı iddiaları konusunda, sorunun Türkiye ile
Ermenistan arasında çözülmesi gerektiğini ve ABD'nin sadece
ilişkilerin normalleşmesini istediğini belirtti.
- Kafkasya'da ve Ortadoğu'da barışı hedeflediklerini,
Ortadoğu'da iki devletli çözüm için çalışacağını söyledi.
- Terörü dışlamalı ama İsrail'in güvenlik kaygılarını da
anlamalıyız dedi.
- İran'ın nükleer güç olmasına karşı çıktı ama bu ülkede demokratik
gelişmelere ve barışa destek verdi.
- Türkiye'nin Irak'la birlikte barış ve güvenlik için çalışmasını
istediğini belirtti.
- PKK'ya ve terörizme karşı çıktı.
- El Kaide'nin Pakistan ve Afganistan'daki varlığına karşı çıktı.
Afganistan'a ve Pakistan'a daha çok yardım yapacaklarını ve Türkiye'nin
bu konuda yardımını istediğini vurguladı.
- Amerika'nın İslam'la savaşta olmadığını, olmayacağını söyledi,
İslam alemiyle sadece terörizme karşı değil, her konuda daha yakın
ilişkiler kurmak istediğini belirtti Amerika'nın zenginliğine Müslüman
Amerikalıların da katkıda bulunduğunu, kendisinin de böyle bir aileden
geldiğini söyledi.
- Sağlık ve eğitim konularında Amerika'da reformlara yöneldiklerini
ve bu yaklaşımı İslam dünyası ile de paylaşmak istediklerini
belirtti.
- Sorunların sadece güçle çözülemeyeceğini söyledi ve Türkiye'nin
geleceği açısından Doğu-Batı kültürlerinin Türkiye'nin kültürel
zenginliğini oluşturduğunu, geleceğinin bu kültürel zenginlikte
yattığını ve Amerika ile Türkiye'nin bu konuda işbirliği yapmasını
istediğini vurguladı.
* * *
Obama konuşmasında, Gaffney'in işaret ettiği tehlikeli tuzakların
hemen hemen hiç birine düşmedi.
Hem terörle Müslümanlar arasında ayrım yaptı, hem Türkiye'deki
siyasal İslam'a destek vermedi.
Tam tersine demokratik, laik sisteme, hukukun üstünlüğüne vurgu yaptı.
Ayrıca bütün sorunlarda ve çözüm önerilerinde, Türkiye ile Amerika
Birleşik Devletleri arasında koşutluklara işaret etti.
Böylece, bir anlamda iki ülke arasında bir "empati" kurdu;
eleştiri diye algılanabilecek hususları Amerika'ya da mal ederek,
yumuşattı.
Bu yaklaşımı ile "model ülke" tanımına açıklık getirdi:
Türkiye ve ABD tarihleri, sorunları, farklı etnik ve dini kökenlerden
gelen insanları vatandaşlık kavramı altında buluşturan, hukukun
üstünlüğüne dayalı, laik demokrasileri ile "model ülkeler" gibi
görünüyorlar demeye getirdi.
Gaffney'in korktuğu gibi siyasal İslam'a boyun eğen ya da
Türkiye'deki rejimin ılımlı İslam'a doğru kaymasına destek veren
sözler söylemedi, yaklaşımlar sergilemedi, tam tersine Gaffney'in
istediği gibi İslam adına yapılan terörle Müslümanları birbirinde
ayırdı, demokrasiye ve laikliğe vurgu yaptı.
Heybeliada Ruhban okulu sorununu, hukuk devleti bağlamında ele aldı.
PKK ve El Kaide konusunda genel terör bağlamında net bir karşı tavır
koydu.
Irak'ın güvenliğini ve geleceğini Türkiye'ye emanet etti.
* * *
Şimdi sorun, Obama'nın verdiği bu mesajların, Amerika'nın bugüne
kadar sürdürdüğü pek çok yanlış politikasındaki değişmelere yol
açıp açmayacağı...
Obama, konuşmasında bir Türk atasözüne atıf yaparak "Yangına
körükle gidilmez" demişti....
Ben de bundan sonrası için bir başka atasözünü anımsatıyorum:
"Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!"
Bakalım, olaylar nasıl gelişecek?
|