Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

HEM İÇ HEM DIŞ EKSEN KAYDIRILIYOR-I


 

Atatürk ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti'ni iki eksen üzerine kurdu:

  1. Uygarlık olarak Çağdaş uygarlık.
     
  2. Rejim olarak Cumhuriyet-Demokrasi.

* * *

Çağdaş uygarlık eksenine oturmak için, dinci uygarlığın terk edilmesi gerekiyordu.

Cumhuriyet-Demokrasi eksenine oturmak için de teokratik monarşi, faşizm ve komünizm reddedildi.

* * *

Ama ne yazık ki toplumda her iki eksenin de kurumları ve birikimleri yoktu.

Sadece bölük pörçük bazı fikirler vardı:

Batı'nın Osmanlı'yı yenmesinden, iktisaden ve siyaseten sömürmesinden kaynaklanan münferit uygulama teşebbüsleri, özentili öneriler Cumhuriyet öncesinin fikri tarihini belirler.

* * *

Yeni Türkiye'nin Çağdaş uygarlık ve Cumhuriyet- Demokrasi olarak her iki ekseni de, hem iç hem de dış projeler, açılımlar, atılımlar, radikal önlemler gerektiriyordu.

Üretim, eğitim, hukuk, siyaset, kültür, dış politika neredeyse sıfırdan, yeniden örgütlenecekti...

* * *

Atatürk'ün yaşam döneminde de, öldükten sonra İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar da bu iki eksen bağlamında çok önemli atılımlar yapıldı, kazanımlar ortaya çıktı:

Artık Ortaçağ'dan kalma feodal bir din-tarım imparatorluğu üzerine, Çağdaş uygarlık ve Cumhuriyet-Demokrasi aşısı yapılmıştı.

* * *

1945'te İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesiyle biçimlenen yeni dünyada ve Soğuk Savaş bağlamında bu iki eksende de bazı değişmeler ortaya çıktı:

  1. Cumhuriyet, hedefi olan Demokrasiyi gerçekleştirmek için Çok Partili Düzen'e geçti.
     
  2. Türkiye, Çağdaş uygarlık bağlamında Batı İttifakı içinde yer aldı ve bu ittifakın ileri karakolu oldu.

* * *

Ne yazık ki siyaset Çok Partili Düzen aracılığıyla Demokrasiyi geliştiremedi, "çoğunluk diktatörlüğüne" dönüşen dönem, askeri bir müdahale ile son buldu.

Ama askerler Demokrasi ana hedefinden (ekseninden) vazgeçmemişlerdi:

1961'de dünyanın en ileri Sosyal Devlet anayasalarından biri kabul edildi.

Derken Soğuk Savaş ve Batı ittifakı, ülkenin yapısını değiştirmeye başladı:

Önce 1971, arkadan 1980 askeri darbeleri ve aradaki "Milliyetçi Cephe hükümetleri" gerek Çağdaş Uygarlık, gerekse Cumhuriyet-Demokrasi eksenlerini zedeledi.

* * *

1991'de Sovyetler'in çöküşüyle Soğuk Savaş sona erince, dünya düzeni yeniden değişmeye başladı.

Huntington'un "Uygarlıklar Çatışması" kuramı, hem bu yeni "küresel düzenin" lideri Amerika'ya hem de radikal İslamcı teröristlere yol gösterdi:

Huntington'a göre artık Sovyetlerle ABD arasındaki Soğuk Savaş bitmiş, İslam Uygarlığı ile ABD'nin lideri olduğu Batı Uygarlığı arasında yeni bir savaş başlamıştı.

Bu yapıda gerek Huntington'un kuramına gerekse her iki uygarlığın fiili özelliklerine tam uymayan Türkiye Cumhuriyeti ciddi bir çelişki olarak ortaya çıktı:

Toplum Müslüman ama devlet Batılıydı.

Üstelik çelişki bununla da bitmiyordu:

Müslüman toplum (aksak da olsa) laikti.

Batılı devlet ise (özde değil) sözde Batılıydı.

* * *

İşte bugün ülkemizde yaşanan terör, yolsuzluk, başı bozukluk, hukuksuzluk, kargaşa ve rejim bunalımı, bu çelişkilerden kaynaklanan, Türkiye'yi her iki kuruluş ekseninden de saptıracak bir dönüşümün belirtileridir.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional