Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

İKİ MANŞET İLE TÜRKİYE FOTOĞRAFI

Türkiye'nin 18 Ağustos 2007'deki durumu bu tarihteki iki gazetenin manşetinde bütün çıplaklığıyla görünüyor:

İki manşet de ayrı ayrı, biri Türk biri İran'lı iki farklı bilim insanı üzerine kurulmuş.

Cumartesi günkü Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinin manşetlerini art arda okuduğunuz zaman ülkemizdeki durumun ne derece vahim ve ciddi olduğunu hemen anlıyorsunuz.

* * *

Milliyet'in manşeti "Yeni 'merkez'de MAYO GÜNAH".

Türkiye'nin en birikimli ve en dürüst bilim insanlarından biri olan Prof. Yılmaz Esmer'in yaptığı bir araştırmanın sonuçları.

Manşette Merkez sözcüğü tırnak içine alınmış.

Böylece AKP'nin "merkez" tanımının ve siyasal "merkezi" temsil ettiği görüşünün tartışmalı niteliğine dikkat çekilmiş.

56 ilde 1398 seçmen üzerinde yapılmış bir araştırma.

Çarpıcı sonuçlar şöyle:

Seçimde AKP'ye oy verenlerin yüzde 83'ü "Bir kadının plajda, havuzda mayoyla dolaşması günah" diyor.

Bu oran MHP seçmeninde yüzde 63.

AKP'li seçmenlerin yüzde 59'u, MHP'li seçmenlerin yüzde 46'sı CHP'lilerin yüzde 15'i, yaşadığımız dünyayı ve evreni anlamak için din kitaplarının bilim kitaplarından daha önemli olduğunu düşünüyor.

AKP'lilerin yüzde 47'si MHP'lilerin yüzde 28'i, CHP'lilerin yüzde 10'u "Din işleri ile dünya işleri birbirinden kesinlikle ayrılamaz" diyor.

AKP'lilerin yüzde 53'ü, MHP'lilerin yüzde 30'u CHP'lilerin yüzde 12'si "Ramazanda lokantalar kapalı kalmalı" diyor.

Araştırmada daha pek çok çarpıcı sonuç var.

Bütün sonuçlar toplumun dinci çizgide yeniden üretildiğini açıkça belirtiyor.

* * *

Cumhuriyet'in manşeti "Yavaş yavaş gelirler".

Üst manşet ise "Ülkesinden kaçmak zorunda kalan Khazai: İran'da mollalar da ılımlı olarak gösteriliyordu" biçiminde.

Brüksel muhabirimiz yetenekli gazeteci Elçin Poyrazlar'ın yaptığı bir röportaj.

Dr. Khosro Khazai, Brüksel'de Zerdüştlük Çalışmaları Avrupa Merkezi Direktörü.

İran'daki İslami devrim sonrası ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış.

Ülkesindeki dinci oligarşi ile mücadele eden bir bilim insanı.

"Devrim"den sonra İran'dan kaçıp rejimle mücadeleye girişmiş ve annesi ile babası vahşice katledilmiş.

Türkiye'ye İslami rejimin, bir "devrimle" değil, yavaş yavaş geleceğini belirtiyor.

İran'daki yönetimin İslami rejimi ihraç etmek kararında olduğunu anımsatan Khazai şunları söylüyor:

"Dini bir rejime, sosyalizmle, kapitalizmle ya da liberalizmle karşı koyamazsınız. Çünkü İslami rejim içindeki unsurlara karşı, demokratik bir tartışmaya açık olmamasından ötürü siyasi araçlarla savaşmanız mümkün değildir."

Önümüzdeki dönemde sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da siyasal İslam'ın güçleneceğini öngören Khazai şöyle diyor:

"Türklerin ülkelerinin gerçekleriyle yüzleşmesi ve demokrasi yönünde harekete geçmesi gerekli. Türkiye'deki akıllı insanlar, dayatmaları reddedip Türk toplumunun ne olması gerektiğini görerek tehlikeye karşı birleşme yoluna gidebilirler."

* * *

Son zamanlarda bir çok yazarın yeni keşfettiği "mahalle baskısı" işte böyle bir şey:

Dinci oligarşi, daha 1980'lerde ilan ettiği gibi, yasalar çıkararak değil, din baskısıyla demokratik bir devleti totaliter bir yapıya dönüştürüyor.

Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı hayırlı olsun!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional