Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

CUMHURİYET YAZMIŞTI!..

Sevgili okurlarım, geçenlerde İlhan Selçuk ile her zamanki ufuk turlarımızdan birini yapıyorduk.

Dünyanın "Küresel hallerini" Türkiye'nin üzerindeki "kara bulutları" konuşuyorduk.

Birden fark ettik ki, bugün dünyanın ve Türkiye'nin içinde bulundukları sorunları ve gelmiş oldukları noktayı Cumhuriyet çok daha önceden son derece açık seçik bir biçimde yazmıştı.

Ya haber manşetlerinde, ya başyazılarda (ki bunları da İlhan Selçuk yazar) ya İlhan Selçuk'un Pencere köşesinde veya içlerinde benim de yer aldığım öteki köşe yazarlarının sütunlarında, bugün dünyanın ve Türkiye'nin geldikleri noktadaki sorunlar, açmazlar, çıkmazlar, çok daha önceden ayrıntılı olarak haber verilmiş, tehlikelere dikkat çekilmiş, uyarılarda bulunulmuş, derinliğine çözümlemeler yapılmıştı.

"Şunları bir yazıver de herkesin belleği bir tazelensin" dedi İlhan Selçuk.

* * *

Sovyetler çöktü, Soğuk Savaş bitti, Küreselleşme ve Yeni Dünya Düzeni başladı.

Bütün dünya ve Türkiye "Yükselen Değerlerin" peşine düştü:

Ulus-devlet ölmüştü, Sosyal Refah Devleti (veya siz buna kısaca Sosyal Devlet de diyebilirsiniz) bitmişti, sınırlar anlamsızlaşmıştı, savaşlar sona ermişti, büyük uluslararası şirketler ve uluslararası sermaye her yere, her şeye egemen olacaktı, para en yüce değerdi.

Bu sıralarda, İlhan Selçuk'un "Ben yükselen değerlerden değilim" biçimindeki demeci, sadece Cumhuriyet'in görüşünü yansıtmakla kalmıyor, öteki gazetelerin de manşetlerini süslüyordu.

2001'de El Kaide'nin ABD saldırısıyla, Küreselleşmenin ikinci aşaması başladı.

Ulus devletin bitmediği, savaşların sona ermediği, sınırların ortadan kalkmadığı, uluslararası şirketlerin ve sermayenin egemenliğinin refah ve mutluluk değil, savaş ve gelir dağılımında artan adaletsizlik getirdiği görüldü.

* * *

Küreselleşmeyle birlikte Türkiye Avrupa Birliği idealinin peşine takıldı.

Cumhuriyet, bir uygarlık projesi olarak gördüğü bu ideali ihtiyatla destekledi ve derhal, Türkiye'ye karşı ayrımcılık yapıldığı, haksızlık edildiği konusundaki uyarılarına başladı.

Avrupa Birliği'nin, Yunanistan'ın ulusal çıkarları adına hareket ettiğini, Kürt sorununu, Ermeni sorununu Türkiye'nin aleyhine, haksız ve adaletsiz bir biçimde istismar ettiğini, bu ilişkinin bir sonuca varmasının çok zor olduğunu açıkça ortaya koydu.

Bugün Türkiye-AB ilişkileri ne yazık ki bir çıkmaza girmiştir.

* * *

Amerika Birleşik Devletleri ırak'a müdahale ettiği zaman, Saddam'ın devrilmesi üzerine zafer ve sevinç çığlıkları atanlara karşı, Cumhuriyet bu olayın Türkiye'yi zora sokacağını, bölgedeki sorunları olumsuz etkileyeceğini yazdı.

Bugün Irak savaşında Amerika'nın bir batağa sapladığı, Irak'ın bütünlüğünün zedelendiği, bölge sorunlarının azalmadığı, arttığı, Türkiye'nin ulusal çıkarlarının ise müdahale öncesine göre daha da tehdit altında olduğu açıkça görülüyor.

* * *

AKP iktidarının Türkiye'deki demokratik laik ve sosyal hukuk devletine yani anayasal düzene karşı bir tehdit oluşturduğunu Cumhuriyet daha seçimlerden önce yazdı.

Türkiye AKP iktidarı tarafından "dindar olanlar-olmayanlar" diye cemaatçi ve dinci bir yaklaşımla, milliyetçi-mukaddesatçı çizgi kullanılarak ikiye bölündü.

Haremlik-selamlık uygulaması her yere egemen kılındı.

Cumhuriyet "Tehlikenin farkında mısınız" diye tersten yazılmış yazılarla kampanya yaptı.

Rahip Santoro cinayeti, İsmailağa Camii'ndeki çifte cinayet, Cumhuriyet'in bombalanması, Danıştay saldırısı Yargıç Özbilgin'in görev başında katledilmesi, Hrant Dink cinayeti hep önceden haber verdiğimiz bu tehlikenin sonuçlarıydı.

Biz haklı çıkmaktan bıktı.

Politikacılar yanlış yapmaktan, onlara destek veren çevreler bu yanlışları savunmaktan bıkmadılar.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional