Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

BİNDİĞİ DALI KESMEK

Bir kişi düşünün:

İstanbul'un yoksul mahallelerinden birinde doğuyor.

İlkokulu bir devlet okulunda okuyor.

İlkokuldan sonra, laik eğitime bir seçenek olarak oluşturulan ve yaygınlaştırılmak istenen din eğitimi odaklı İmam-Hatip Liselerinden birine gidiyor.

İl başkanlığını yaptığı ilk parti, Milli Selamet Partisi, 12 Eylül'ün darbecileri tarafından öteki partilerle birlikte kapatılıyor.

Daha sonra, üyesi ve yöneticisi olduğu Refah Partisi, Anayasa Mahkemesince, şeriatçılık yaptığı için kapatılıyor.

Refah'ın yerine kurulan Fazilet Partisi'ne giriyor, bu parti de Anayasa Mahkemesi tarafından, yine şeriatçılık nedeniyle kapatılıyor.

Bu arada İstanbul Belediye Başkanlığına seçiliyor, ama Siirt'te şiir okuyarak şeriat propagandası yaptığı için hapse mahkum oluyor.

Fazilet Partisi'nin kapatılmasından sonra Erbakancılar Saadet Partisi etrafında toplanırken, arkadaşlarıyla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kuruyor, fakat mahkum olduğu için 2002 seçimlerindeki adaylığı kabul edilmiyor.

Seçimden sonra, çeşitli hukuk ve siyaset kombinezonlarıyla Siirt'ten milletvekili seçiliyor ve Başbakanlık koltuğuna oturuyor.

* * *

Yoksul bir halk çocuğu.

İmam-Hatip eğitimli.

Üyesi ve yöneticisi olduğu iki parti rejim aleyhtarlığından kapatılmış.

Kendisi şeriat propagandasından mahkum olmuş, hapis yatmış.

Seçimlere katılamamış.

Ülkenin rejimi, bütün bunlara karşın, halk, başında olduğu partiyi seçtiği için, biraz da sistemi zorlayarak onu Başbakanlık Koltuğu'na oturtuyor.

* * *

Mantıken, AKP'nin ve Başbakanın, kendilerini iktidar yapan rejimi korumaları ve geliştirmeleri beklenir, yoksul bir gecekondu sakinini, Başbakanlık koltuğuna oturtan laik ve demokratik rejimi sahiplenmeleri umut edilirdi.

* * *

Ne yazık ki iktidar, rejimi benimsemek bir yana, laik ve demokratik rejimle kavga ediyor.

Milli eğitimde, laik ve demokratik ilkeler yerine dinci ögeler gittikçe egemen oluyor; milyonlarca çocuk Kuran kurslarından geçiriliyor.

Belediyeler, işi gücü bırakmış halka şeriat yasalarını anlatan broşürler dağıtıyor.

Meclis Başkanı, rejimin olmazsa olmaz laiklik ilkesini yok etmeye yönelik yorumlar yapıyor.

Başbakan, yurt içinde ve dışında karşısına kim çıkarsa haşlıyor.

Cumhuriyet'in kurumlarını kıyasıya eleştiriyor:

Ne YÖK kalıyor, ne Üniversiteler, ne Danıştay, ne Silahlı Kuvvetlerin komuta kademeleri ne de büyükelçiler.

83 yıllık Cumhuriyet birikimini mahkum eden konuşmalar yapıyor.

İç hukuk ve dış hukuk yolları tükendiği halde kamudaki ve üniversitelerdeki türban yasağını kaşımaya devam ediyor.

Halkın alabildiğine ibadet özgürlüğüne sahip olduğu bir ülkede, Müslümanlara zulüm yapıldığı propagandasını içte ve dışta sürdürüyor.

Laik ve demokratik rejimi sürekli olarak yıpratıyor, ortamı durmadan geriyor.

Üstelik Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar ve Danıştay üyelerine karşı girişilen silahlı saldırı ve cinayet sonrasında da, gerilimi yumuşatacağına tırmandırıyor.

* * *

AKP'nin ve Başbakan'ın, kendilerini iktidara taşıyan rejimi, merkezi ve mahalli yönetimler olarak elbirliğiyle, sürekli bir biçimde yıpratmaları, "kendi bindikleri dalı kesmek" değil de nedir?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional